MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının Gemlik İcra Müdürlüğünün 2010/1410 sayılı dosyası ile haklarında 218.011,58-TL icra takibi başlattığını, takibin 20.976,22-TL yönünden haksız olduğunu, faize faiz yürütüldüğünü, ayrıca temerrüt olmadığından faiz istenemeyeceğini ileri sürerek 148.014,96-TL asıl alacak haricindeki kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı tarafından takip talebine eklenen ekstrenin incelenmesinden asıl alacağın 168.991,18-TL, işlemiş faizin 49.020,40-TL olarak hesaplandığı, ancak faizinde asıl alacağa dahil edilerek toplam 218.011,58-TL asıl alacak yönünden ve asıl alacağa işleyecek %16 reeskont faizi uygulanmak suretiyle takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; “davanın esastan reddine” şeklinde hüküm kurulmuş olmakla takibin yukarıda açıklandığı şekilde devamına ve faize faiz yürütülmesine karar verilmiş olunmaktadır. BK.nun 104/son maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün değildir.
Mahkemece bu yönün gözardı edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Taraflar arasındaki hizmet alımları tip sözleşmesinin 13. maddesinde, ödemelerin Kurşunlu Belediyesi hesap işleri müdürlüğünce aylık olarak yapılacağı düzenlenmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda her bir hakedişin doğduğu ayın sonu temerrüt tarihi olarak kabul edilmiş ve faiz miktarı hesaplanmıştır. Sözleşmenin 13. maddesinde belirtilen bu süre düzenleyici bir süre olup alacağı muaccel hale getirir. Oysa ki B.K.nun 101.maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davalı tarafından dava açılmadan önce 25 Kasım 2009 tarihinde çekilen ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiği 03.12.2009 tarihinden üç gün sonrası olan 07.12.2009 tarihinde davacının temerrüde düşürüldüğü kabul edilmeli, mahkemece, ek rapor aldırılarak yeniden faiz hesabı yaptırılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu yön gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ :Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.