19. Ceza Dairesi 2020/3641 E. , 2021/5712 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek düzenleme suçundan sanık ... ...ın 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/2. maddeleri gereğince 228.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 5. İcra Ceza Mahkemesinin 10/05/2018 tarihli ve 2017/403 esas, 2018/105 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 07.07.2020 gün ve 9023 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.07.2020 gün ve KYB - 2020 / 63818 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 30/01/2019 tarihli ve 2017/14845 esas, 2019/198 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 7201 sayılı Kanun"nun 10/1, 21/1 ve 21/2. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alındığında, öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapılması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın Mernis adresinin tespiti yapılarak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin Mernis adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapılması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin Mernis adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirtilerek tebliğ yapılması gerektiği, somut olayda ise sanığın Mernis adresine mahkemesince doğrudan 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı nazara alındığında, sanığın savunmasının tespiti için gönderilen davetiyenin doğrudan mernis adresine tebliğ yapılması nedeniyle usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş sayılamayacağı gözetilmeden, yargılamaya devamla savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 18/06/2018 tarihli ve 2018/3098 esas, 2018/7281 karar sayılı ilamında " 10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarihli ve 2016/191 esas 2017/131 sayılı kararı ile 5941 sayılı Kanun"un 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” şeklindeki ibarenin iptal edilmiş olması karşısında, sanık hakkında bankanın sorumlu olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedelleri kadar adli para cezalarına hükmedilmesi gerekirken, çek bedellerinin karşılıksız kalan miktarları üzerine ticari temerrüt faizi, takip ve yargılama gideri toplamları da eklenmek suretiyle fazladan adli para cezasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu" şeklinde belirtildiği üzere, sanık hakkında bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedeli kadar adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği nazara alındığında; somut olayda, şikâyete konu 28/07/2017 keşide tarihli, Ziraat Bankası A.Ş. Mersin Şubesine ait 006324 seri numaralı ve 228.000,00 bedelli çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığının çekin arka yüzüne şerh düşüldüğünün anlaşılması karşısında, 5941 sayılı Kanun"un 3/3-a-1. maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 2017 yılı içi belirlenen muhatap bankanın, hamile süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için ödeme yapmakla yükümlü olduğu 1.410,00 Türk lirasının, çek bedeli olan 228.000,00 Türk lirasından mahsup edildikten sonra sanığın karşılıksız kalan kısım olan 226.590,00 Türk Lirası miktarı üzerinden adli para cezası ile cezalandırılması yerine, fazla ceza tayin edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde,
3- Yargılamaya konu suçun adı "çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" olmasına karşın, gerekçeli kararda suç olarak "karşılıksız çek düzenleme" gösterilmiş olmasında;
İsabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma talebine konu edilen dosyada, suç tarihinin 28.07.2017 şikayet tarihinin ise 01.12.2017 olması karşısında; 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 347. Maddesine göre, şikayet hakkının üç aylık hak düşürücü sürede kullanılmadığı anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu hususta da kanun yararına bozma yoluna gidlip gidilmeyeceği hususunda hususunda gereğinin takdir ve ifası için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.