20. Hukuk Dairesi 2013/10511 E. , 2014/1390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... Bakanlığı (... Bakanlığı) vekili ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... Köyü 1619 parsel sayılı 4517 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlı olduğunu, yörede 1998 yılında yapılan ve 14/02/2007 - 14/08/2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosunda öncesi orman olan taşınmazın kadastro komisyonu tarafından orman sayılmayarak orman alanı dışında bırakıldığını iddia ederek, işlemin iptali ile taşınmazın orman alanı içine alınmasını istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilerek Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/04/2012 tarih ve 2012/3494 E. - 5038 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Hükme esas alınan orman bilirkişisi raporunda, taşınmazın eski tarihli memleket haritasında yeşil renkli ormanlık alanda kaldığı belirtilmiş ise de, rapora ekli memleket haritasında taşınmazın yeşil alanda kalıp kalmadığı duraksama oluşturduğu gibi haritada yeşili açıklamayan, herhangi bir rumuzun da bulunmadığı, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının yaşı, dağılımı ve deliceden aşılama ise aşılama yaşlarının da belirtilmediği görülmüştür. Bu haliyle rapor yetersiz olup hükme esas alınamaz. Diğer taraftan; taşınmaz, Haziran 1971 tarih ve 211 sayılı tapu kaydı uygulanarak kadastro sırasında tesbit edildiği halde, bu tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren bütün tedavülleri getirtilerek usulüne uygun olarak uygulanmamıştır. Bu nedenlerle; mahkemece, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı eliyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle usulüne uygun orman araştırması yapılmalı, raporda, taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının yaşları, dağılımı ve deliceden aşılıma ise aşı yaşları belirlenmeli, memleket haritasındaki yeşil tonun, yaşları dikkate alındığında mevcut zeytin ağaçlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı tartışılmalı; bundan ayrı, yerel bilirkişi yardımıyla ve kadastro fen bilirkişi marifetiyle davalının dayanağı tapu kaydı
-2-
çevre komşu parsellerin dayanaklarını teşkil eden tapu kayıtlarıyla birlikte uygulanmalı; hudutların birbirlerini ne okuduğu denetlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesine göre, “kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırları itibar” olunacağından, çekişmeli taşınmazın tevzi haritası ve tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı, plan ve krokinin fenni sıhhate haiz olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile örtüşüp örtüşmediği uygulama sonunda raporda tartışılmalı; bütün deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu Zeytineli Köyü 1619 nolu parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın orman sınırları içine alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede arazi kadastrosuna 1981 yılında başlanmış, 04.01.1983 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Kadastro sırasında çekişmeli taşınmaz zeytinli tarla niteliği ile tesbit edilmiş, daha sonra 1985 yılında satış yoluyla davalılara geçmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi ve dava orman kadastrosuna itiraz olduğu halde taşınmaz hakkında orman niteliğiyle tescil hükmü kurulmuş olması doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün tescile ilişkin 1. bent, 2. paragrafının ve yargılama giderlerine ilişkin 2. ve 3. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “…..dava konusu taşınmazın orman sınırları içine alınmasına, 6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/01/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.