Esas No: 2021/10545
Karar No: 2022/2794
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10545 Esas 2022/2794 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/10545 E. , 2022/2794 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 07.10.2020 tarihli itirazın reddine dair verilen kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı vekili; davalı şirkete sigortalı bulunan aracın karıştığı kazada davacının yaralandığını kazada davacının yaralandığını davalı şirkete yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 13.07.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 216.373 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne 173.898.40 TL tazminatın 18.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
karar verilmiş, davalı vekilinin karara itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK md. 52 düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde,TBK’nin 52.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, kazada yaralanarak malul kalan davacının arkadaşı olduğu anlaşılan sürücü tutanağa göre alkollüdür.
Bu durum karşısında itiraz hakem heyetince; alkollü sürücünün aracına bilerek binen ve kaza neticesinde malul kalan davacının , zararın doğumu ya da artması bakımından müterafik kusurlu olduğu dikkate alınıp TBK’nin 52. maddesi uyarınca maddi tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği, müterafık kusurunun bulunduğunun kabul edilmesi halinde tazminattan Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında indirim yapılması hususunda karar yerinde tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması, genel kabule göre aktif devrenin 60 yaş sonunda hitama ereceğinin kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Somut olayda, pasif dönem başlama yaşı olarak 65 yaşın esas alınması ve buna göre hesaplama yapılması hatalıdır. Bu nedenlerle, pasif dönemin 60 yaş itibarı ile başlayacağı gözetilerek, rapor düzenleyen aktüerya uzmanından ek rapor alındıktan sonra, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
4-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 17/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.