Esas No: 2017/511
Karar No: 2019/121
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/511 Esas 2019/121 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 246-262
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanıklar ... ve ..."in, 5237 sayılı TCK"nın 188/3, 62, 52, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, müsadereye ve mahsuba ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.04.2011 tarihli ve 419-132 sayılı hükümlerin, sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 18.05.2016 tarih ve 8787-4509 sayı ile;
"Tüm aşamalarda yüklenen suçu inkar eden sanıkların savunmalarının aksine, diğer sanık ....."in uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna iştirak ettiklerine ilişkin, kuşku sınırlarını aşan kesin delil bulunmadığı; ancak ....."e ait olduğu anlaşılan uyuşturucu maddeleri, polislerin arama sırasında bulmaması için sobaya ve banyo giderine atmaktan ibaret olan eylemlerinin TCK’nın 281. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan ‘suç delilini yok etme’ suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun niteliği yanlış değerlendirilerek yazılı biçimde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 27.10.2016 tarih ve 246-262 sayı ile;
"...Sanıkların evlerinde uyuşturucu madde ticareti yapıldığının Denizli KOM Şube Müdürlüğünce öğrenilmesi üzrine yeterince kuvvet alınarak sanıkların evine gidildiği, önce görevli iki polis memurunun kendilerini sağlık müdürlüğü görevlileri olarak tanıtıp sanıklardan kapıyı açmalarını istediği, bu arada evin giriş kapısının demir olup içeride yine demir bir giriş kapısının bulunduğu, sanık ....."un içerideki demir kapıyı açtığı, ancak gelenlerin polis olduğundan şüphelenerek ikinci kapıyı açmadığı, bu arada içeride bulunan sanıklar ... ve ..."in evde bulunan esrar maddesinin bir kısmını sobaya atarak yaktıkları, ayrıca bir kısmını da bu tür baskınlarda esrar maddesini yok etmek için kullandıkları banyoda bulunan su giderine attıkları, 5-6 dakika bekledikten sonra görevli polislere kapıyı açtıkları anlaşılmış, böylece sanıkların üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti suçu sabit görülmüş atılı suçtan ayrı ayrı cezalandırılmaları gerekmiş, her ne kadar sanıklar atılı suçu kabul etmemişlerse de olayın oluş şekli tanık Özgür"ün soruşturmadaki anlatımları, Denizli Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğüne gelen ihbar birlikte değerlendirildiğinde sanıkların uyuşturucu madde ticareti yaptıkları sonucuna varılmış, savunmalarına itibar edilmemiş,
Sanıkların evlerinin çelik kapısının önünde ayrıca demir kapı daha olduğu, olay günü hakkındaki ilk hüküm kesinleşen ve....."ın eşi....."ın oğlu olan ....."un, kendisini sağlık memuru olarak tanıtan görevlilere iç kapıyı açmasına rağmen dış kapıyı açmadığı, bu şekilde içeride bulunan sanıklara zaman kazandırdığı, evin penceresi ve balkon kapısının da demir parmaklıklarla çevrili olduğu, sanık ..... bu yönde bir talimat vermeden içerideki sanıkların uyuşturucu maddeyi imhaya giriştikleri, evin bu şekilde korunaklı hale getirilmiş olması, kapının birisinin açılmaması ve sanıkların derhal uyuşturucu maddeyi imhaya girişmeleri hususları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların da atılı suçu işledikleri, eylemlerinin suç delilini yok etme değil diğer sanıkla birlikte uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturduğu kanaatine varıldığı..." şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıkların cezalandırılmalarına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de, sanıkların müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.02.2017 tarihli ve 4760 sayılı "bozma" istemli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 06.04.2017 tarih ve 390-826 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ..... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar ... ve ..."in eylemlerinin “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu mu yoksa “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkin olup UYAP sistemi üzerinden alınan nüfus kaydında sanık ..."in 14.02.2017 tarihinde öldüğüne ilişkin kayıt bulunduğunun anlaşılması nedeniyle Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, direnme kararından sonra temyiz aşamasında öldüğüne ilişkin kayıt bulunan sanık hakkında yapılması gereken işlemin belirlenmesi de gerekmektedir.
Direnme kararından sonra temyiz aşamasında öldüğüne ilişkin kayıt bulunan sanık ... yönünden ön sorunun değerlendirilmesinde;
İncelenen dosya kapsamından;
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılarak çıkartılan güncel nüfus kayıt örneğinde, sanık ..."in direnme hükmünden sonra 14.02.2017 tarihinde öldüğü bilgisinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
5237 sayılı TCK’nın 64. maddesinde; sanığın ölümü durumunda kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibarıyla müsadereye tâbi olan eşya ve yararlar hakkında yargılamaya devam olunacağı, hükümlünün ölümü halinde ise cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte müsadere ve yargılama giderine ilişkin hükmün infaz edileceği belirtilmek suretiyle hükümlü ile sanığın ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir.
Buna göre; kamu davası açılmadan önce şüphelinin ölmesi durumunda kovuşturma imkânının bulunmaması nedeniyle "kovuşturmaya yer olmadığına", kamu davası açıldıktan sonra sanığın ölmesi halinde ise yerel mahkemece "davanın düşmesine" karar verilecektir. Ölümün ceza ilişkisini sadece ölen kişi bakımından sona erdirmesi nedeniyle iştirak halinde işlenen suçlarda diğer sanıklar hakkında davaya devam edilecek, sanığın ölümü, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi olan eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak müsadere kararı verilmesine engel olmayacaktır. Sanığın ölümü ceza ve infaz ilişkisini düşürürken, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşmiş olan hükümlünün ölümü sadece hapis ve henüz infaz edilmemiş adli para cezalarının infaz ilişkisini ortadan kaldıracaktır. Buna bağlı olarak, ölümden önce tahsil edilmiş olan para cezaları mirasçılara iade edilmeyecek buna karşın tahsil edilmemiş bulunan para cezaları mirasçılardan istenmeyecek, bunun yanında müsadereye ve yargılama giderine ilişkin hükümler ölümden önce kesinleşmiş olmak kaydıyla infaz olunacaktır.
Görüldüğü gibi, suç teşkil eden bir fiilin işlenmesiyle fail ile devlet arasında doğan ceza ilişkisi, bu fiili işleyen sanığın ya da hükümlünün ölümüyle cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle başkası sorumlu tutulamayacağından düşmektedir. Ölüm, bir vakıa olan suçu ortadan kaldırmayacak, suçtan sorumlu tutulacak kişi olmadığından, devletin suçla birlikte ortaya çıkan cezalandırma sorumluluk ve yetkisini sona erdirecektir.
Temyiz aşamasında sanığın öldüğüne ilişkin bir iddianın ortaya çıkması ya da UYAP vasıtasıyla alınan nüfus kaydında öldüğü bilgisinin yer alması gibi hallerde, ölümün kamu davasının düşmesini gerektiren bir neden olduğu göz önüne alınarak, ölüm nedeniyle düşme kararının temyiz merciince dosya üzerinde yapılan inceleme sırasında verilmesi yerine, ölüm bilgisi nedeniyle diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulması ve yerel mahkemece mahallinde yapılan araştırma sonucunda sanığın öldüğünün kesin olarak saptanmasından sonra düşme kararı verilmesi daha isabetli olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
UYAP kullanılarak alınan güncel nüfus kayıt örneğinde, sanık ..."in direnme kararına konu hükümden sonra 14.02.2017 tarihinde öldüğü bilgisi yer aldığından, ölümle ilgili mahallinde araştırma yapılarak karar verilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu itibarla, direnme kararına konu hükmün sanık ... yönünden, gerekli araştırmanın mahallinde yapılıp ölümün yerel mahkemece tespiti ile sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK"nın 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
Sanık ... hakkında kurulan direnme kararına konu hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiş olması nedeniyle yalnızca sanık ..."in eyleminin “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu mu yoksa “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçunu mu oluşturacağına ilişkin uyuşmazlık konusu incelendiğinde;
İncelenen dosya kapsamından;
02.11.2010 tarihli yakalama ve 03.11.2010 tarihli ev arama, el koyma ve yakalama tutanaklarına göre; 02.11.2010 tarihinde saat 20.30 sıralarında Dokuzkavaklar Mahallesinde gerçekleştirilen devriye görevi esnasında, Şekerci Durağından kapalı spor salonu istikametine doğru yürümekte olan ve hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen ...’in şüpheli davranışlar sergilemesi nedeniyle durdurulduğu, Denizli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/488 sayılı önleme araması kararına istinaden yapılan aramada pantolonunun sağ ön cebinde defter kâğıdına sarılı olan ve esrar olduğu değerlendirilen daralı 3 gram ağırlığındaki maddenin ele geçirildiği, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlem yapılması talimatı alındığı, adı geçenin emniyette alınan ifadesinde ele geçirilen maddeyi 02.11.2010 tarihinde akşam saatlerinde Karşıyaka Mahallesinde ikamet eden 1.70-1.75 cm boylarında, yaklaşık 80 kilo ağırlığında ve esmer tenli olan ..... adlı şahıstan 30 TL karşılığında satın aldığını, fotoğrafının gösterilmesi hâlinde söz konusu şahsı teşhis edebileceğini ve ikametini gösterebileceğini söylediği, bunun üzerine görevlilerce daha önceden haklarında işlem yapılan şüpheli şahıslara ait fotoğrafların bulunduğu albüm gösterildiğinde ...’in, kendisine uyuşturucu madde satan kişi olarak inceleme dışı sanık .....’i teşhis ettiği, aynı gün saat 23.40 sıralarında görevlilerce refakate alınan ... ile birlikte Karşıyaka Mahallesine gidildiği, adı geçenin tarifi ve göstermesi neticesinde inceleme dışı sanık .....’un Karşıyaka Mahallesi, 2386 Sokak, No: 38 sayılı adreste bodrum katında ikamet ettiğinin tespit edildiği, gerçekleştirilen işlemler hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde inceleme dışı sanığın ikametinde arama yapılması ve yakalanması talimatlarının alındığı, Denizli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 03.11.2010 tarihli adli arama kararına istinaden aynı gün saat 15.30 sıralarında inceleme dışı sanık .....’un ikametine gidildiği, daha önceki tarihlerde yapılan operasyonlar neticesinde inceleme dışı sanığın evinin girişinde biri iç diğeri ise dış tarafa açılan iki adet çelik kapı bulunduğu, dışarı açılan ilk çelik kapının demir parmaklık şeklinde dizayn edildiği, ayrıca evin camlarının da demir parmaklıklarla kapatılmış olduğu, polisler ikamete girinceye kadar uyuşturucu maddelerin yakılmak ya da banyoda bulunan yaklaşık 15-20 cm çapındaki su giderine dökülmek suretiyle imha edildiği anlaşıldığından, ikametin kapısının açılmasını sağlamak amacıyla ilk olarak bir bayan ve bir erkek görevlinin kapıya yaklaşarak, il sağlık müdürlüğünden geldiklerini söyleyip kapının açılmasını istedikleri, kısa bir süre sonra inceleme dışı sanık .....’un ikametin içine açılan kapıyı açıp merdiven boşluğuna çıktığının, ancak ikametin dışına açılan demir parmaklıklı kapıyı açmadığının görüldüğü, bunun üzerine diğer görevlilerin de yaklaşarak inceleme dışı sanığa polis olduklarını söyleyip mahkeme kararını gösterdikleri, ardından inceleme dışı sanığın ev içerisine girdiği, sanıklar ... ile ...’in de ikametin içine açılan demir kapıyı kapatıp telaşlı bir şekilde banyoya yöneldiklerinin görüldüğü, ikametin içerisinden yoğun şekilde esrar kokusunun geldiğinin fark edildiği, yine banyodan su sesleri geldiğinin duyulduğu, görevlilerce yaklaşık beş dakika boyunca uyarılarda bulunulmasına rağmen ikametin kapılarının açılmaması ve içeride bulunması muhtemel uyuşturucu maddelerin yok edilebileceğinin değerlendirilmesi üzerine, zor kullanılmak suretiyle ikametin kapılarının açıldığı, oturma odasına girildiğinde yanmakta olan sobanın içinden esrar kokusu geldiğinin fark edildiği, içine su dökülerek söndürülen sobanın kovası incelendiğinde küller arasında yanmış esrar kırıntıları ile yarısı yanmış olan zıvanalı esrarlı sigaranın bulunduğunun görüldüğü, söz konusu maddelerin muhafaza altına alındığı, banyoda yapılan aramada ise fayansların üzerinde ve pimaş borudan yapılmış su giderinin çevresinde esrar kırıntılarının ele geçirildiği, evin diğer bölümlerinde arama işlemi gerçekleştirildiği sırada inceleme dışı sanık .....’un diğer sanık ...’a “İyi attın mı, hepsi gitti mi” diye sorduğunda, sanık ...’ın evet anlamına gelecek şekilde başını salladığının görevlilerce görüldüğü,
İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen uzmanlık raporuna göre; soba kovasında ele geçirilen net ağırlığı 1 gram gelen maddenin tütünle karışık kenevir kırıntıları, banyoda ele geçirilen net 0,100 gram ağırlığındaki maddenin ise kenevir kırıntıları olduğu, madde miktarlarının az olması nedeniyle miktarsal çalışma yapılamadığı,
03.11.2010 tarihli canlı teşhis tutanağına göre; ...’in, müdafisinin hazır bulunduğu teşhis işleminde, aralarında sanıklar ... ile ...’in de bulunduğu toplam beş kişi arasından inceleme dışı sanık .....’i gösterip “İfademde esrarı temin ettiğimi söylediğim ve fotoğrafından da teşhis ettiğim, ismini de ..... olarak bildiğim şahıs budur” şeklinde beyanda bulunduğu, adı geçenin sanıklar .....ile.....’ı tanımadığını söylediği,
Anlaşılmıştır.
Hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen ... kollukta; 02.11.2010 tarihinde akşam saatlerinde kullanmak amacıyla esrar satın almak için Karşıyaka Mahallesinde bulunan, daha öncede kendisinden esrar satın aldığı inceleme dışı sanık ....."un evine gittiğini, bodrum katında bulunan dairenin demir parmaklıklarla kapatılmış camına vurduğunda inceleme dışı sanığın pencereyi açtığını, adı geçene esrar satın almak istediği söyleyip 30 TL verdiğini, yaklaşık bir dakika sonra inceleme dışı sanığın kâğıda sarılı bir fişek esrarı kendisine verdiğini, fotoğrafının gösterilmesi hâlinde söz konusu şahsı teşhis edebileceğini ve esrar aldığı evi gösterebileceğini,
Tutanak düzenleyici tanık .....; olay tarihinden bir gün önce yakalanan ...’in kendisinden ele geçirilen uyuşturucu maddeyi inceleme dışı sanık .....’dan aldığını söyleyip, adı geçeni fotoğraf albümünden teşhis ederek evini gösterdiğini, olay tarihinde arama kararına istinaden inceleme dışı sanığın ikametine gittiklerini, evin kapısının açılmasını sağlamak amacıyla kendilerini sağlık memuru olarak tanıtan iki görevlinin zile bastığını, ardından inceleme dışı sanık .....’un kapıyı açıp dışarı çıktığını, inceleme dışı sanık .....’un görevlilerle konuştuğu sırada evde bulunan sanıklar .....ile.....’ın, kendilerini görüp kapıyı kapattıklarını, kısa bir süre sonra evden bir koku geldiğini, ikaz etmelerine rağmen kapının açılmadığını, yaklaşık beş dakika sonra kapıyı açıp eve girdiklerini, içeride sanıklar .....ve.....’ın bulunduğunu ve salondaki sobanın yandığını tespit ettiklerini, banyoda yaptıkları incelemede ise esrar kırıntılarını gördüklerini, olay tutanağının doğru olduğunu,
Tutanak düzenleyici tanık...... arama yapmak için inceleme dışı sanık .....’un ikametine gittiklerinde evin içinde bulunan sanıkların kapıyı açmadıklarını, bir süre sonra kapıyı açıp içeri girdiklerini, salondaki sobanın içinde yanmış bir şeyler gördüğünü, banyoda yaptıkları aramada ise kanalizasyona kadar bağlantısı bulunan ve bir baskın anında kullanılmak için konulduğu anlaşılan borunun içinde ve çevresinde esrar kırıntılarını ele geçirdiklerini, olay tutanağının doğru olduğunu,
Tutanak düzenleyici tanık İlyas Sert; olay tutanağının doğru olduğunu, söz konusu ikamete gittiklerinde kapının yaklaşık beş altı dakika sonra açıldığını, eve girdiklerinde salonda bulunan sobanın içinde bir şeylerin yakıldığını gördüklerini, su döküp sobayı söndürdüklerinde içindeki esrar kırıntıları ile zıvana olarak tabir edilen esrarlı sigarıyı ele geçirdiklerini, evin içinde yoğun şekilde esrar kokusunun bulunduğunu, banyoya girdiklerinde ise su giderinin çevresindeki esrar kırıntılarını görüp muhafaza altına aldıklarını,
İnceleme dışı sanık ..... kollukta; ...’i tanımadığını, adı geçene uyuşturucu madde satmadığını, polisler gelmeden yaklaşık yarım saat önce babası olan sanık ...’ın eve geldiğini, adı geçenin evde esrar içtiğini, evde ele geçirilen esrarların sanık ...’a ait olduğunu, kesinlikle evin kapısını kilitlemediğini, evden ayrıldıktan sonra sanık ...’ın kitlemiş olabileceğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini, savcılıkta ve sorguda; olay günü sanıklar .....ve..... ile birlikte evde bulunduklarını, sanık ...’ın uyuduğunu, sanık ...’ın ise salonda esrarlı sigara içtiğini, saat 15.30 sıralarında kapı zilinin çaldığını, kapıları açıp dışarı çıktığında bir bayan ile bir erkeğin beklediğini gördüğünü, söz konusu şahısların sağlık müdürlüğünden geldiklerini söyleyip aile hekiminden memnun olup olmadıklarını sorduklarını, eşinin sinir hastası olduğunu, ona sormalarının daha uygun olacağını belirtip içeride uyumakta olan sanık ...’a seslendiğini, sanık ...’ın uyanmaması üzerine adı geçeni kaldırmak için evin içine yöneldiğini, tam bu esnada sanık ...’ın aniden kapıyı kapattığını ve kapıya yüklenmeye başladığını, bir süre sonra evin içerisine sivil kıyafetli kişilerin girdiğini, polis olduklarını söylemediklerini, herhangi bir arama kararı da göstermediklerini, ikametinde yapılan aramada sobanın içinde bulunan esrar kırıntılarının ve esrarlı sigarının sanık ...’a ait olduğunu, banyoda ele geçtiği ileri sürülen esrar kırıntıları hakkında bir bilgisinin olmadığını ve kime ait olduğunu bilmediğini, kimseye uyuşturucu madde satmadığını, mahkemede ise; daha önceki beyanlarını tekrar ettiğini, olay günü kapı zili çaldığında ayakkabılarını giyip evin bahçesine çıktığını, burada yaklaşık beş altı kişiden oluşan bir grubun üzerine gelip kendisini yere yatırdıklarını, ellerini kelepçelediklerini, bu sırada sanık ...’ın içeride esrarlı sigara içmesi nedeniyle evin iç kapısını kapattığını, daha sonra sanık ...’ın kapıyı açtığını ve polislerin içeri girdiğini, burada görevlileri gören sanık ...’ın bayılıp yere düştüğünü, sanık ...’ın sobanın içine attığı esrarlı sigara dışında herhangi bir uyuşturucu maddenin ele geçmediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... kollukta; esrar kullandığını, ...’i tanımadığını, olay tarihinde oğlu olan inceleme dışı sanık .....’un evine gittiğini, burada üzerinde bulunan esrarı tütünle karıştırıp içmeye başladığını, bu sırada inceleme dışı sanığın evde olmadığını, yaklaşık yarım saat sonra polislerin gelmesi üzerine elindeki esrarlı sigarayı sobaya attığını, kesinlikle kapıyı kilitlemediğini, hatta polislere kapıyı kendisinin açtığını, görevlilerin eve girmesi sonucu oluşan gürültü nedeniyle yatak odasında uyumakta olan gelini sanık ...’ın uyandığını, polisler evde yaptıkları aramada sobanın içindeki esrarlı sigarayı bulduklarını, banyoda ele geçirilen esrarlar hakkında bir bilgisinin bulunmadığını, kullanmış olduğu esrarı Karşıyaka Mahallesinde tanımadığı bir şahıstan satın aldığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini, savcılıkta ve sorguda; olay tarihinde öğlen saatlerinde inceleme dışı sanık .....’un evine gitmek için ikametinden çıktığını, yolda giderken tanımadığı bir kişiden 5 TL karşılığında sigara satın aldığını, eve geldiğinde kapıyı inceleme dışı sanık ....."un açtığını, içeri girip sobanın yanında satın aldığı sigarasını içmeye başladığını, bu sırada dış kapının bulunduğu yere bir bayan ile bir erkeğin geldiklerini, inceleme dışı sanığa “Elimde sigara var, sen dışarı çık konuş, ayıp olmasın” dediğini, bu sırada gelen kişilerin inceleme dışı sanığa bir şeyler sorduklarını, ardından inceleme dışı sanığın dışarı çıktığını, elindeki sigaranın görünmesini istemediğinden açık olan dış kapıyı kapatmak için söz konusu yere yaklaştığında polisleri gördüğünü, bunun üzerine panik ve refleks ile evin içe açılan kapısını kapattığını, elindeki sigarayı salondaki sobanın içine attığını, daha sonra polislerin uyarıları üzerine evin kapısını açtığını, salona giren görevlilerin su dökerek sobayı söndürdüklerini ve sobanın içindeki esrarları bulduklarını, evde yapılan aramada sobanın içindeki esrarlar haricinde başka hiçbir yerde uyuşturucu madde ele geçmediğini, ele geçen esrarın kendisine ait olduğunu, mahkemede ise; soruşturma evresindeki savunmalarını tekrar ettiğini, polislerin eve girmesi üzerine elindeki esrarlı sigarayı sobanın içine attığını, meydana gelen kargaşa ve gürültü nedeniyle yatak odasında uyumakta olan sanık ...’ın uyanıp polisleri görmesi üzerine bayıldığını, sanık ...’ın yatak odasından kalkıp gelmesi ve banyonun da yatak odasının tam karşısında bulunması nedeniyle polislerin adı geçen sanığın banyodan geldiğini düşünüp burada da arama yaptıklarını, ancak banyoda herhangi bir uyuşturucu maddenin ele geçmediğini,
Sanık ... kollukta; uyuşturucu madde kullanmadığını, kimseye esrar satmadığını, ...’i tanımadığını, 02.11.2010 tarihinde eşi inceleme dışı sanık .....’un nerede olduğunu bilmediğini, olay tarihinde evde uyuduğu sırada inceleme dışı sanık .....’un “Kalk, kalk” diye bağırması üzerine uyandığını, dışarıya baktığında bir erkek ile bir bayan gördüğünü, her ikisinin de sağlık ocağından geldiklerini söylediklerini, ardından polislerin gelip evin içine girdiklerini, bu sırada kayınpederi olan sanık ...’ın elindeki esrarlı sigarayı sobanın içine attığını, banyoda ele geçirilen esrarlardan haberinin bulunmadığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini, savcılıkta ve sorguda; olay günü evde uyuduğu esnada bir gürültü duyup uyandığını, etrafına baktığında sanık ...’ın dış kapıya doğru gidip kapıyı açtığını ve bir çok polisin eve girdiğini gördüğünü, evde yapılan aramada sobanın içinde esrar kırıntılarının ele geçirildiğini, kendisi uyuduğu esnada eve gelen sanık ...’ın sobanın başında esrar içtiğini ve ele geçirilen bu esrarın da adı geçen sanığa ait olduğunu, sobadaki esrarın dışında banyoda esrar ele geçirilmediğini, bu iddiayı kabul etmediğini, kimseye esrar satmadığını, mahkemede ise; olay günü yatak odasında uyuduğu sırada içeriden gelen gürültüler nedeniyle uyandığını, sanık ...’dan inceleme dışı sanık .....’un dışarıda polislerin yanında olduğunu öğrenmesi üzerine banyonun önünde düşüp bayıldığını, daha sonra uyandığında görevlilerin salondaki sobanın içinde esrarlı sigara bulduklarını, söz konusu maddeyi buraya sanık ...’ın attığını öğrendiğini, ne kendisinin ne de sanık ...’ın sobanın içine ve banyodaki su giderine esrar atmadıklarını, yatak odası ile banyonun karşılıklı olması nedeniyle görevlilerin kendisini banyodan geldiğini düşündüklerini, banyoda uyuşturucu madde ele geçmediğini,
Savunmuşlardır.
5237 sayılı TCK’nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 3. fıkrası;
“(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir.
Bu fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, nakli, depolanması ya da kullanma dışında bir amaçla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara göre ayrı bir suç oluşturmaktadır. Fıkradaki suçun oluşabilmesi için maddede belirtilen seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması gerekir.
5237 sayılı TCK"nın “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrası ise; "Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez." şeklinde düzenlenmiştir.
Madde ile daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, silinmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulması, işlenen suçtan bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
Bu suçun konusunu, daha önce işlenmiş olan bir suçun delil ve eserleri oluşturmaktadır. Bir suçtan elde edilmiş olan eşyayı da suçun eser ve delili olarak kabul etmek gerekir. Bu itibarla söz konusu suç, önceden işlenmiş bir suçun varlığını gerekli kılmaktadır.
Söz konusu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler, suçun delil ve eserlerinin yok edilmesi, gizlenmesi, değiştirilmesi veya bozulmasından ibarettir.
Bu suçun oluşabilmesi için, failin gerçeğin meydana çıkarılmasını engellemek amacıyla hareket etmesi gerekir. Ancak fıkra metninde bir şahsi cezasızlık sebebine yer verilmiştir. Buna göre, kişiye kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçun delillerini yok etmesi, gizlemesi veya değiştirmesi dolayısıyla ayrıca ceza verilmez. Ancak kabul edilen bu şahsi cezasızlık sebebi sadece suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu ile sınırlı olup sanığın eyleminin ayrıca başka bir suç oluşturması durumunda, örneğin resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, hırsızlık mala zarar verme; o suçtan dolayı cezalandırılabilmesi mümkündür.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
02.11.2010 tarihinde, kolluk görevlilerince gerçekleştirilen devriye görevi sırasında, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen ...’in şüpheli davranışlar sergilemesi nedeniyle durdurulup yapılan üst aramasında pantolonunun sağ ön cebinde daralı ağırlığı 3 gram gelen ve esrar olduğu değerlendirilen maddenin ele geçirildiği, adı geçenin ifadesinde söz konusu maddeyi Karşıyaka Mahallesinde ikamet eden, fotoğrafından teşhis ettiği ve evini de gösterebileceğini belirtiği inceleme dışı sanık ....."dan satın aldığını söylediği, aynı gün saat 23.40 sıralarında ..."in tarifi ve göstermesi üzerine inceleme dışı sanık .....’un evinin tespit edildiği, mahkemeden alınan adli arama kararına istinaden 03.11.2010 tarihinde saat 15.30 sıralarında inceleme dışı sanık .....’un ikametine gidildiği, inceleme dışı sanığın evinin girişinde biri iç diğeri ise dış tarafa açılan iki adet çelik kapı bulunduğu, dışarı açılan ilk çelik kapının demir parmaklık şeklinde olduğunun görüldüğü, daha önceki tarihlerde yapılan operasyonlar sırasında görevliler ikamete girinceye kadar uyuşturucu maddelerin yakılmak ya da banyoda bulunan su giderine dökülmek suretiyle imha edilmesi ve aynı şekilde yine imha edilebileceğinin değerlendirilmesi üzerine, ikametin kapısının açılmasını sağlamak amacıyla iki görevlinin ikamete gönderildiği, bu görevlilerin il sağlık müdürlüğünden geldiklerini söyleyip kapının açılmasını istedikleri, kısa bir süre sonra inceleme dışı sanık .....’un ikametin içine açılan kapıyı açıp merdiven boşluğuna çıktığının, ancak ikametin dışına açılan demir parmaklıklı kapıyı açmadığının görüldüğü, bunun üzerine diğer görevlilerin de kapıya yaklaşarak inceleme dışı sanık ....."a polis olduklarını söyleyip mahkeme kararını gösterdikleri, inceleme dışı sanığın ev içerisine girdiği, sanıklar ... ile ...’in de ikametin içine açılan kapıyı kapatıp telaşlı bir şekilde banyoya yöneldiklerinin görüldüğü, görevlilerce ikametin içerisinden yoğun şekilde esrar kokusunun geldiğinin fark edildiği, yine banyodan su sesleri geldiğinin duyulduğu, yaklaşık beş dakika boyunca uyarılarda bulunulmasına rağmen ikametin kapılarının açılmaması nedeniyle zor kullanılmak suretiyle ikametin kapılarının açıldığı, oturma odasına bulunan ve içinden esrar kokusu geldiğinin fark edilip su dökülerek söndürülen sobanın kovasında küller arasında yanmış esrar kırıntıları ile yarısı yanmış olan zıvanalı esrarlı sigaranın bulunduğu, banyoda yapılan aramada ise fayansların üzerinde ve su giderinin çevresinde esrar kırıntılarının ele geçirildiği, evin diğer bölümlerinin arandığı sırada inceleme dışı sanık .....’un diğer sanık ...’a “İyi attın mı, hepsi gitti mi” diye sorduğunda, sanık ...’ın evet anlamına gelecek şekilde başını salladığının görevlilerce görüldüğü olayda;
02.11.2010 tarihinde kolluk görevlilerince yakalanan ve hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen ...’in, yapılan üst aramasında ele geçirilen daralı ağırlığı 3 gram gelen ve esrar olduğu değerlendirilen maddeyi inceleme dışı sanık ....."dan aldığını söyleyip teşhis etmesine rağmen aynı teşhiste bulunan sanıklar..... ve....."ı tanımadığını beyan etmesi, inceleme dışı sanık ..... ile sanık ..."ın ikametlerinde yapılan aramada yanmakta olan sobada ve banyo gideri etrafında ele geçirilen bitki kırıntılarının esrar olduğunun ancak azlığı nedeni ile orantısal çalışma yapılamayacağının kriminal raporunda belirtilmesi, sanık ..."ın kayınpederi olan diğer sanık ..."ın, ziyaret amacıyla evde bulunduğu sırada içtiği esrarı görevliler gelince sobaya attığını söylemesi, olay tutanağı ve bu tutanağı doğrulayan tutanak tanıklarının beyanlarına göre evde yapılmakta olan arama işlemlerinin devam ettiği sırada inceleme dışı sanık ....."un diğer sanık ...’a “İyi attın mı, hepsi gitti mi” diye sorduğunda, sanık ...’ın evet anlamına gelecek şekilde başını sallaması, uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu kabul etmediğini ve ele geçirilen uyuşturucu madde ile bir ilgisi bulunmadığını söyleyen sanık ..."ın savunmalarının aksine, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilen ve eşi olan inceleme dışı sanık ....."un “uyuşturucu madde satma” ve “ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma” eylemlerine iştirak ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli bir delilin bulunmaması karşısında; kolluk görevlilerinin, inceleme dışı sanık ....."un evinde arama yapmak amacıyla mahkemeden karar almaları sonrasında, sanık ... ve inceleme dışı sanık ....."un birlikte ikamet ettikleri eve gelmeleri üzerine, sanık ..."ın görevlilerin arama yapmalarını engellemek için diğer sanık ... ile beraber ikametin kapısını kapattığı, ardından inceleme dışı sanık ....."un ticaret amacıyla evde bulundurduğu, suçun delili olan, yapılan arama işlemi sonucunda kırıntılar hâlinde ve yanmış şekilde bir kısmı ele geçirilen esrarların, evde bulunması muhtemel olup ele geçirilemeyen suçun delili olabilecek diğer kısmını, adı geçenin de talimatıyla ve suçunun ortaya çıkmaması için yok etmek amacıyla banyo giderine döktüğü, bu hâliyle inceleme dışı sanık ....."un eylemlerine iştirak ettiğine ya da ele geçirilen suç konusu esrarlarla ilgisi bulunduğuna ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmayan sanık ..."ın sabit olan eyleminin, TCK"nın 281. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün sanık ... yönünden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2016 tarihli ve 246-262 sayılı direnme kararına konus hükümlerinin;
a) Sanık ... yönünden, güncel nüfus kayıt örneğinde sanığın direnme kararından sonra 14.02.2017 tarihinde öldüğü bilgisinin yer alması karşısında, bu konuda gerekli araştırmanın mahallinde yapılarak, sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nun 64 ve 5271 sayılı CMK"nun 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün verilmesinin temini için diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
b) Sanık ... yönünden ise eyleminin “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.02.2019 tarihinde yapılan müzakerede her iki uyuşmazlık yönünden oy birliğiyle karar verildi.
.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.