11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/390 Karar No: 2020/3357 Karar Tarihi: 22.06.2020
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/390 Esas 2020/3357 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/390 E. , 2020/3357 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak: 1- Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu gözetilerek, 5271 sayılı CMK"nin 217/1. maddesi de dikkate alınıp, suça konu belge aslının duruşmaya getirtilerek, denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması, incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılmaması, 2) 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı dikkate alındığında; tüm dosya kapsamından suça konu iki adet çekin katılana aynı anda verildiğinin anlaşıldığı somut olayda çeklerin farklı tarihlerde düzenlendiğine ilişkin kesin bir delilin bulunmaması nedeniyle eylemin kül halinde 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ancak sahte belge sayısı dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde suçun zincirleme şekilde işlendiği kabul edilerek cezanın TCK"nin 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini, yasaya aykırı, 3- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 22.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.