![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2019/6416
Karar No: 2020/7027
Karar Tarihi: 28.12.2020
Danıştay 10. Daire 2019/6416 Esas 2020/7027 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/6416
Karar No: 2020/7027
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, yanlış teşhis ve tadavi nedeniyle ayağının tekrar kırıldığı iddiasıyla 60.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporundan, davacının isteği üzerine davaya müdahil ortopedi uzmanı doktor tarafından sağ tibiadaki plak vidaların çıkarıldığı, davacıda meydana gelen arazların idarenin kusurundan kaynaklanmadığı, oluşan psödoartroz tablosunun her türlü özene rağmen oluşabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmal izafe edilemeyen komplikasyon olduğunun anlaşıldığı, davacının maddi ve manevi tazminat isteminin hukuki dayanağı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, implantın süresinden önce çıkartılmış olmasından dolayı komplikasyonların meydana geldiği ve bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacak nitelikte olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, bilirkişi raporuna göre meydana gelen zararın komplikasyon olduğu ve Bakanlık personelinin kusurundan kaynaklanmadığının sabit olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinin birinci fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer'î müdahil olarak davada yer alabileceği; 68. maddesinin ikinci fıkrasında ise, "Mahkemenin, katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemleri müdahile de tebliğ edeceği" hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde, 2577 sayılı Kanun'un 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Kanun'un 68. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, taraflara bildirilen işlemlerin katıldığı noktadan itibaren müdahile de tebliğ edileceği düzenlendiğinden; müdahile tebliğ edilmeden verilen kararların usul hükümlerine aykırılık oluşturacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta, Dr. …'un davalı yanında davaya katılma istemi Mahkemenin 13/03/2014 tarihli kararıyla kabul edilmiş olmakla birlikte, davacı tarafından verilen ve 21/04/2014 tarihinde Mahkeme kaydına giren savunmaya cevap dilekçesinin, davalı yanında müdahile tebliğ edilmediği görülmektedir.
Bu durumda, davacının savunmaya cevap dilekçesinin davalı yanında müdahile tebliğ edilmeyerek, anılan Kanun'daki usul hükümleri uygulanmadan karar verildiği görüldüğünden; temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın tekemmülü sağlanarak yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.