Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/21441
Karar No: 2022/3310
Karar Tarihi: 01.03.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21441 Esas 2022/3310 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanığın kamu malına zarar verme, kamu görevlisine direnme, başkasının kimlik bilgilerini kullanma ve trafik güvenliğini kasten tehlikeye düşürme suçlarından yargılandığı, mahkemenin sanık hakkındaki kararının yok hükmünde olduğu, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde bilinen en son adresin adres kayıt sistemindeki adres olduğu ve gerekçeli kararın tebliğinin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Sanık hakkında kamu görevlisine direnme suçundan beraat ve başkasının kimlik bilgilerini kullanma, trafik güvenliğini kasten tehlikeye düşürme suçlarından mahkumiyet kararları verilmiştir ancak kamu malına zarar verme suçundan zarar gören kurumun duruşmadan haberdar edilmediği, iddia hakkı kısıtlanarak CMK'nın 233 ve 234. maddelerine aykırı davranıldığı ve katılmanın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise 5271 sayılı CMK'nın 42/1, 237/2, 253, 322; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2, 21/1, 21/2; 1412 sayılı CMUK'nın 317, 322 maddeleri açıklanmıştır.
2. Ceza Dairesi         2021/21441 E.  ,  2022/3310 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu malına zarar verme, kamu görevlisine direnme, başkasının kimlik bilgilerini kullanma, trafik güvenliğini kasten tehlikeye düşürme
    HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın dilekçelerindeki anlatımından temyiz başvurusu ile birlikte eski hale getirme isteminde de bulunduğunun anlaşılmasına, eski hale getirme isteği hakkındaki karar verme yetkisinin, 5271 sayılı CMK’nın 42/1. maddesi uyarınca Yargıtayın ilgili dairesine ait olmasına göre, mahkemenin 19/08/2015 tarihli ek kararının yok hükmünde olduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre gerekçeli kararın tebliğinin yapılması gerektiği gözetilmeden sanığın savunmasında bildirdiği 09/12/2013 tarihinde tebligatın çıkarıldığı ancak sanığın adresin nakil olması nedeniyle sevk edildiği, nakil edilen adrese 26/12/2014 ve 05/11/2014 tarihlerinde tebligatın çıkarıldığı ancak tanınmadığından tebligatın iade edildiği, 12.01.2015 tarihinde sanığın savunmasında bildirdiği adrese Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebligatın yapıldığı sanığın adresten ayrıldığı yeni adresin bilinmediğinin belirtildiği, bunun üzerine sanığın 12.09.2013 tarihinde tahliye olduğu esnada bildirdiği adrese 06/03/2015 tarihinde tebligatın yapıldığı sanığın nerede olduğu belirtilmeden aynı çatı altında oturan ehil kardeşi Elmas Sanat'a tebligatın yapılarak 17/03/2015 tarihinde kararların kesinleştildiği nazara alındığında sanık müdafiinin temyiz dilekçesi ve ekindeki adres bilgileri raporu incelendiğinde sanığın tahliye tarihinde belirttiği adresin eski MERNİS adresi olduğu, tebliğ tarihinde sanığın ... Mahallesi ... Sokak no:17 iç kapı no:2 .../Eskişehir'de ikamet ettiğinin anlaşılması karşısında 06/03/2015 tarihinde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olduğundan, sanığın eski hale getirme ve infazın durdurulması istemlerinin kabulü ile öğrenme üzerine yapmış olduğu temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    Katılan sıfatını alabilecek surette kamu malına zarar verme suçundan zarar görmüş bulunan müşteki ...'nın duruşmadan usulüne uygun haberdar edilmediği, gerekçeli kararın tebliği üzerine hükmü temyiz ederek katılma iradesini açıkça ortaya koyduğu anlaşılmakla, suçtan zarar gören kurumun 5271 sayılı CMK’nın 237/2. madde ve fıkrası uyarınca kamu davasına katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
    I- Katılan kurum vekilinin sanık hakkında verilen kamu görevlisine direnme suçundan beraat ve başkasının kimlik bilgilerini kullanma, trafik güvenliğini kasten tehlikeye düşürme suçlarından kurulan mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Sanık hakkındaki kamu davalarının niteliğine göre, atılı suçlardan doğrudan zarar görmeyen İçişleri Bakanlığının davaya katılma hakkı bulunmadığından, 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca, temyiz isteminin REDDİNE,
    II- Sanık hakkında başkasının kimlik bilgilerini kullanma, trafik güvenliğini kasten tehlikeye düşürme suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanık ve sanık müdafiinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Sanığın mağdur hakkında soruşturma başladıktan sonra ancak kovuşturma başlamadan önce iftirasından dönmesi nedeniyle, hakkında TCK'nın 269/2. maddesi gereğince indirim yapılması gerekirken, 269/1. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
    Sanığın tekerrüre esas alınan Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/01/2012 tarih ve 2011/147 Esas, 2012/16 Karar sayılı ilamına konu suçun 5237 sayılı TCK'nin 157. maddesinde düzenlenen "dolandırıcılık" suçuna ilişkin olduğu ve bu suçun 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi uyarınca uzlaştırma kapsamına alındığı ve UYAP ortamında yapılan araştırma sonucunda tekerrüre esas alınan anılan hüküm ile ilgili uzlaştırma nedeniyle uyarlama yargılaması yapılarak, bu suça ilişkin dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, tarafların uzlaşması nedeniyle aynı Mahkemenin 13/11/2019 tarihli ek kararı ile verilen mahkumiyet kararının kaldırılmasına, davanın uzlaşma nedeniyle düşürülmesine karar verildiği anlaşılmakla; anılan ilamın tekerrüre esas alınamayacağı ancak sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas olan 27/12/2012 tarihinde kesinleşen Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/09/2009 tarih ve 2009/138 Esas, 2009/762 Karar sayılı ilamı ile TCK'nın 142/1-b maddesine uyan suçtan verilen 6 ay 20 gün hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün tekerrüre esas alınmasında zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak bu aykırılıkların 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan,sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olan hüküm fıkralarının çıkartılarak yerine “ Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/09/2009 tarih ve 2009/138 Esas, 2009/762 Karar ve 27/12/2012 kesinleşme tarihli 6 ay 20 gün hapis cezasından dolayı sanık hakkında hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve Eskişehir 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/10/2010 tarihli 2009/433-2010/465 esas sayılı 22/11/2012 tarihinde kesinleşen ilamda TCK’nın 58. maddesinin uygulanmış olması nedeniyle sanığın ikinci kez mükerrir olduğu anlaşıldığından; sanığın ikinci kez mükerrir sayılmasına” karar verilmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    III- Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik katılan kurum vekili, sanık ve sanık müdafiinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Katılan kurumun duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak, sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle CMK’nın 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın, sanık müdafiinin ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi