3. Hukuk Dairesi 2020/11357 E. , 2021/10141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı avukata, temlik yoluyla alacaklı olduğu icra dosyasının takibi için vekalet verdiğini, davalı avukatın dosyayı gereği gibi takip etmediğini, dosyadan yaptığı bir takım tahsilatlar ile ilgili kendisine bilgi vermediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, uğradığı zarardan şimdilik 15.000 TL"nin davalıdan faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 6502 sayılı yasanın 3/1 ve 73. maddeleri uyarınca görev yönünden davanın usulden reddine dair verilen karar; davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30/11/2016 tarihli ve 2016/26301 Esas, 2016/22442 Karar sayılı kararıyla; davanın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmadığı, mahkemenin işin esasına girerek hasıl olacak sonuca uygun karar vermesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davacı vekilinin vekillikten çekildiği, asile tebligat çıkartılmasına rağmen 08/11/2018 tarihli celseye gelen olmadığı gerekçesiyle, taraflarca takip edilmeyen davanın HMK"nın 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, akabinde davacı tarafından davanın yenilenmediği gerekçesi ile açılmamış sayılmasına karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 82. maddesinde, “İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. Vekilin istifa etmiş olması hâlinde, vekâlet veren davayı takip etmez ve başka bir vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır. Yukarıdaki fıkralarda yer alan hususlar, istifa eden vekilin istifa dilekçesi ile birlikte vekâlet verene ihtaren bildirilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı konunun düzenlendiği Avukatlık Kanunu"nun 41. maddesinde de; belli bir işi takipten veya savunmadan isteğiyle çekilen avukatların, o işe ait vekalet görevinin istifa dilekçesinin müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süre ile devam edeceği, vekilin; vekaletten çekilmesi halinde, masrafı vekile ait olmak üzere mahkemece, çekilmenin vekil edene açıkça bildirilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, Av. ...’in ortak imzalı 20/08/2018 tarihli dilekçeleri ile davacının vekilliğinden çekildiklerini bildirdikleri, mahkemece vekillikten çekilen vekillerin dilekçelerini içeren ve duruşma gün ve saatini bildiren tebligatın davacı asile Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, ancak mazbatada muhatabın adresinin kapalı olması sebebiyle beyanda bulunan veya haber verilenin kim olduğu (yakın komşu/kapıcı/yönetici) belirtilmediği gibi isim ve soyisminin ne olduğunun da okunamadığı, ayrıca muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı hususunun da tespit edilemediği anlaşılmıştır. Bu haliyle tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1. ve 31/1-c maddeleri koşullarına göre usulüne uygun yapılmadığı açıktır.
O halde, mahkemece; davacı vekillerinin ortak imzalı istifa dilekçelerinin, davacı asile usulüne uygun tebliğ edilmesi ve bu şekilde yargılamaya devam edilmesi gerekirken; istifa dilekçesi ekli ve duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmeden yazılı şekilde davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.