12. Ceza Dairesi 2020/5179 E. , 2021/394 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliğinin
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/01/2020 tarihli ve 2019/8212 soruşturma, 2020/285 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İnegöl Sulh Ceza Hâkimliğinin 19/02/2020 tarihli ve 2020/591 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda, şüphelinin aracıyla seyir halindeyken müteveffa ..."ye çarparak yaralanmasına sebebiyet vermesi olayına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında, Bursa İnegöl Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 18/07/2019 tarihli geçici adlî muayene raporu ile basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığının tespit edilmesi, müteveffanın 23/10/2019 tarihindeki hastaneye geliş tanısının 18/07/2019 tarihindeki kaza ile ilişkisinin olmadığı şeklindeki Bursa İnegöl Devlet Hastanesinin 98616035-903.05.99 sayılı yazısı ve müteveffanın vefat tarihine kadar olay nedeniyle şikayetinin bulunmaması sebebiyle İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin oğlunun dilekçesinde, babasının, kazadan sonra sağlık sorunları yaşaması üzerine götürüldüğü hastanede önceki olaydan kaynaklı olarak vefat ettiğini iddia etmesi, kaza tespit tutunağına göre olay nedeniyle müteveffanın kusurunun bulunmadığının belirtilmesi ve şüphelinin de ehliyetinin bulunmaması karşısında, mağdurun kazadan sonra götürüldüğü ve tedavi gördüğü hastanelerin tespiti ile hastane kayıtlarının getirtilerek, mağdurun ölümü ile kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti bakımından Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan rapor alınması ve illiyet bağı var ise taksirle ölüme neden olma suçunun şikayete bağlı bir suç olmadığı da nazara alınarak şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 23/07/2020 gün ve 94660652-105-16-7785-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2020 tarih ve 2020/73156 sayılı ihbarnamesiyle mevcut evrak tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde şüphelinin, idaresindeki otomobil ile gündüzün şehir içindeki bölünmüş yolda seyri sırasında kaza mahalli olan kontrolsüz dört yönlü dönel kavşağı geçtiği sırada kavşak başındaki yaya geçidinden seyrine göre solundan sağına doğru karşıdan karşıya geçmek üzere kaplamaya giren yayaya sağa manevra ile çarpması sonucu yayanın bir süre yoğun bakımda bir süre de serviste tedavi gördükten sonra 09.08.2019 tarihinde taburcu edildiği, 23.10.2019 tarihinde ağız ve burundan gelen kanama şikayetiyle hastaneye kaldırıldığı ve yoğun bakımda yapılan tedavisi esnasında 02.11.2019 tarihinde hayatını kaybettiği, müteveffanın oğlunun beyanında göre kazadan sonra ifade verebilecek düzeye gelmediği hafızasıyla ilgili sorunlar yaşadığının, iyileşemediğinin bildirildiği, her ne kadar Cumhuriyet Başsavcılığınca müteveffa yayanın ölümünün ardından ölüm ile kaza arasında illiyet bağı olup olmadığının İlçe Hastanesinden sorulması üzerine hastanece verilen cevap yazısında mütevaffanın 23.10.2019 tarihinde hastaneye geliş nedeninin kaza ile ilgisi olmadığının söylenmesi üzerine şüpheli hakkında müteveffa yayanın ölümünden önce şüpheliden şikayetçi olduğuna dair bir beyanı omadığından ve ölüm ile kaza arasında da illiyet bulunmadığının kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ve bu karara yapılan itiraz itiraz merciince reddedilmiş ise de, müteveffaya ait tedavi evrakları getirtilerek, müteveffa yayanın ölümü ile kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığına dair İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor tanzim edilmesinin istenmesinin ardından sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine karar verilmesi isabetsiz görüldüğünden,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, İnegöl Sulh Ceza Hâkimliğinin 19/02/2020 tarihli ve 2020/591 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.