Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanlarının paydaşı olduğu parsel sayılı taşınmazın bir kısmını davalının ekip sürmek suretiyle haksız olarak kullandığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, çekişme konusu yeri davacıların miras bırakanından satın aldığını, haksız elatmanın sözkonusu olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkece, davalının müdahalesinin sabit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; irsen davacıların miras bırakanı AK paydaşı bulunduğu parsel sayılı taşınmazı davalının haklı ve geçerli bir sebebi olmaksızın kullandığı anlaşılmaktadır.
Davalı, savunmasında taşınmazı davacıların miras bırakanından haricen satın aldığını, bu sebeple kullandığını bildirmiştir. Gerçekten de, davalının haricen satın aldığından bahisle açmış olduğu, tapu iptal-tescil olmadığı takdirde bedelin tahsiline yönelik aynı yer asliye hukuk mahkemesinin 2004/504 esas sayılı davada dosyasında davalının iptal ve tescil isteğinin reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine bedel yönünden kararın bozulduğu ve halen derdest olduğu görülmektedir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ecrimisil yönünden temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere, tapulu taşınmazların haricen yapılan satışlarına değer verilemez. Ancak, satın alan bakımından kişisel hak sağlar. Kişisel hakkın ise taşınmazı kullanma yönünden hapis hakkı alacağında kuşku yok
O halde, davalının taşınmazı kullanmasının geçersizliğinden ve fuzuli şagil olduğundan sözedilemez. Bir başka ifade ile, haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden davalının sorumlu tutulmasına olanak yoktur.
Ne varki, derdest bulunduğu anlaşılan dava dosyasında verilecek kararın, eldeki davayı etkileyeceği tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, Giresun Asliye Hukuk Mahkemesinde derdest olduğu anlaşılan dava sonucunun beklenmesine, ondan sonra ecrimisil yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden dolayı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.