17. Hukuk Dairesi 2014/8358 E. , 2016/6154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı Başkanlığı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı sigortacının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların yaşı küçük çocuğu yaya ..."a çarptığını, kazada ağır yaralanan çocuğun sağ ayağından sakat kaldığını, davalının sigortaladığı araç sürücüsünün kazada asli kusurlu olduğunu, ceza davasında mahkumiyetine karar verildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmayan davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, dava öncesinde gerekli belgelerle birlikte usulünce yapılmış başvuru olmadığından temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 3.922,95 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş;
1-Davacılar vekilinin temyiz talebi yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin(2 nolu) kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava kapsamında yapılan tüm yargılama giderleri davacılar tarafından yapılmış olmasına ve davalı tarafça yapılmış yargılama gideri bulunmamasına karşın; mahkemece yargılama giderleri yönünden "toplam yargılama gideri 615,85 TL"nin 369,51 TL"sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geri kalan 246,29 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm tesis edildiği görülmektedir. Mahkeme tarafından, davacı tarafın talebinin kısmen kabulüne karar verildiğinden bahisle, yargılama giderleri hakkında belirtilen şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olsa da davalı tarafça yapılmış yargılama gideri bulunmadığından davacılar aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi hatalıdır. Yargılama giderlerinin tamamının davacı tarafça yapıldığı, davanın kısmen kabulüne karar verildiği gözetilerek; kabul ve red oranlarına göre hesaplanacak miktardaki yargılama giderinin davalı taraftan tahsiline, bakiye yargılama gideri kısmının davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
3- Başkanlığı vekilinin temyiz talebi yönünden; 6100 Sayılı HMK"nın 297/2. maddesi "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemenin de gereği olarak mahkemece verilen hükmün, infazda tereddüt yaratmayacak mahiyette olması gerekmektedir.
Somut olayda, davacılar vekilinin davalı ... şirketi aleyhine dava açtığı, daha sonra mahkemece davaya dahil edilmesi için süre verilen Başkanlığı"nın davaya dahil edildiği, mahkeme gerekçeli kararının, karar başlığı kısmında hem Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi"nin hem de Başkanlığı"nın davalı olarak yazıldığı görülmektedir. Bu
itibarla, hükmolunan tazminat tutarının hangi davalıdan tahsil edileceği hüküm fıkrasında gösterilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yalnızca "davalıdan tahsiline" şeklinde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.Mahkemece verilen kararda hangi davalının sorumlu tutulduğuna ilişkin açıklık bulunmadığından hüküm HMK"nın 297/2. maddesine uygun düşmemektedir. HMK"nın 297/2 maddesine uygun düşmeyecek şekilde infaz kabiliyeti bulunmayan hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise; 25.02.2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 sayılı Yasa"nın 59. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 98. maddesine göre; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın tarafından karşılanacağının benimsenmiş olduğu, "nın sorumluluğunun tedavi giderlerine ilişkin olduğu ve işgöremezlik tazminatının bu kapsamda olmadığının gözetilmeyişi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 23/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.