20. Ceza Dairesi 2019/1993 E. , 2019/6361 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Düşme
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Her ne kadar mahkemece, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinde ceza süreleri yönünden lehe aleyhe değerlendirilmesi yapılmış ise de; 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesinde yer alan diğer düzenlemeler yönünden ayrıca değerlendirilip karşılaştırma yapılması sonucuna göre, lehe kanun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
2- İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 22/04/2013 tarihli çağrı yazısına ilişkin tebligatın askerlik görevini yaptığı anlaşılan sanığa 7201 sayılı Tebligat Yasası"nın 14.maddesi uyarınca tebliğ edilmesi gerekirken mernis adresine tebligat yapılmasının yasaya aykırı olduğu, 02/07/2014 tarihli çağrı yazısına ilişkin tebligatın sanığın tebligattaki adreste tanınmadığı için iade edildiği ve adres araştırması yapılmadığı, 15//08/2014 tarihli çağrı yazısına ilişkin tebligatın sanığın mernis adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, sanığın adreste bulunmama sebebi komşu, yönetici vb. kişilerden sorulup araştırılmadan ve bu konuda herhangi bir açıklama yazılmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla; çağrı yazısı usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen sanığın yükümlülüklerini ihlal ettiğinin kabul edilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine sanığın uymadığının bildirilmesi üzerine, mahkemece sanığa "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığı kabul edilerek hakkında hüküm kurulacağı" uyarısını içeren davetiye tebliğ edilmesi gerektiği halde, yukarıda belirtilen nitelikte davetiye usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden veya sanık dinlenmeden sanığın yokluğunda savunma hakkı kısıtlanarak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
4- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 20/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.