23. Ceza Dairesi 2016/8243 E. , 2016/5770 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanlar ..., ... ve ... vekiline ve katılan ..."a sanık hakkında verilen beraat kararı tebliğ edilmesine rağmen temyiz başvurusunda bulunmaması nedeni ile bu katılanlar yönünden sanık hakkında verilen beraat kararının kesinleştiği anlaşıldığından, diğer katılanların temyizi ile sınırlı olarak yapılan incelemesinde;
Sanığın, sahibi ve yetkilisi olduğu ...Lokantacılık İnşaat şirketi adına tapuda kayıtlı bulunan... Mahalles... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde 2008 yılı içerisinde ruhsatı olmadan 16 katlı apartman inşaatına başladığı, bu inşaatın 14 katının kaba inşaatını bitirdiği, arsa üzerinde bulunan haciz ve ipoteğe rağmen, katılanları bu hacizler ve ipoteği kaldıracağı ve inşaat ruhsatı alacağı konusunda inandırarak, katılanlara daireler satmasına rağmen, inşaatı bitirmek ve arsa üzerindeki haciz ile ipoteği kaldırmak için her hangi bir çaba göstermediği, ruhsat alamayacağını ve haciz ile ipoteği kaldıramayacağını bilmesine rağmen katılanlara daireler satmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda,
Sanığın şirketi adına tapuda kayıtlı bulunan arsa üzerine suça konu inşaata başladığı, 16 katlı apartmanın 14 katını bitirdiği, inşaatın devamı sırasında da sanığın katılanlar ile hukuken geçerli olan sözleşmeler yaparak daire sattığı ve bu sözleşmeler kapsamında katılanlardan çeşitli miktarlarda para aldığı, ancak sanığın yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeni ile inşaata devam edemediği, bu nedenle inşaatın yarım kaldığı ve daireleri teslim edilemediği, sanığın çevresindeki ticari itibarına güven nedeni ile katılanların inşaatın devamı sırasında bizzat sanığa müracaat ederek daire satın aldıkları, satış işlemleri sırasında sanığın her hangi bir hileli eylemde bulunmadığı ve her hangi bir durumu gizlemediği, mükerrer satış yapmadığı, inşaatın fiili durumu da dikkate alındığında sanığın dolandırıcılık kastı ile hareket etmediği, ayrıca suça konu inşaatın arsası üzerine konulan hacizlerin de katılanlar ile yapılan satış sözleşmelerinden sonra olduğu, sanığın katılanlara olan borcunu kabul ettiği ve katılanlar tarafından hukuk mahkemelerine intikal etmiş bulunan davaların olması karşısında, sanığın baştan beri dolandırıcılık kastı ile hareket etmediği, sadece taahhütleri yerine getirememenin hile olarak nitelendirilemeyeceği, dolayısıyla sanık ile katılanlar arasında özel hukuktan kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde anlaşmazlık olduğu anlaşıldığından, unsurları itibariyle oluşmayan dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 04/05/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.