10. Hukuk Dairesi 2016/6365 E. , 2016/12057 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : . İş Mahkemesi
Tarihi : 24.02.2016
Davacı, davalıya ait kestane şekeri imalat ve satış işyerinde 1981-2004 yılları arasındaki çalışmalarının adının Hanife olmasına rağmen, kayıtlara S...A.... olarak geçtiğini, S....A....üzerinde olan kayıtların aslen kendisine ait olduğunu iddia ederek bu kayıtların kendi üzerine aktarılmasını istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak yaptığı yargılma ile ilâmında belirtildiği şekilde ...... sigorta sicil numaralı kayıt ile ....sigorta sicil numaralı kaydın, Hasan ve Hediye kızı 1966 doğum tarihli ......T.C.Kimlik numaralı H.. A.. (Ç.....)"a ait olduğunun tespitine, karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi.....tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Eldeki davada, bozma ilamımızda da belirtildiği şekilde, ......AŞ.ne ait işyerinde davacı hakkında bilgi sahibi olabilecek yeterlilikte ve tarafsız nitelikteki bordrolu çalışanlar dinlenilmediği gibi, davacı hakkında davalı kurumca tutulan kayıtlarda, .... sicil numarasının davacıya nasıl mal edildiği hususu ile, davalı A....’e ait işyerinde Sevim Akçin adında başka bir çalışanın olup olmadığı, yine, Z.....ilinde ve K.....ilçelerinde Nüfus kayıtlarında başka bir S.... A....adında kimse olup olmadığının araştırılması ile varsa davaya dahili ile delillerin tamamının toplanmasından sonra sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde bozma gerekleri yerine getirilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.