10. Hukuk Dairesi 2016/14038 E. , 2016/12051 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava,15.09.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat eden sigortalısının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin 5510 sayılı Yasa kapsamında rücuan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada; ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece bozmaya uyulması sonucu artık bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta ise de, bu Kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 18.10.1989 gün 541-534, 21.2.1990 gün 10-117; 7.10.1990 gün 439-562; 19.2.1992 gün 635-82; 23.2.1994 gün 936-94; 03.03.2010 gün ve 2010/12-81-118; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E. 2006/573 K; 15.10.2008 gün ve 2008/19-624 E. 2008/632 K ile 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E. 2010/87 K. sayılı kararları da bu doğrultudadır. Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur.
Somut olayda, Mahkemece, 03.09.2013 tarihli kararda davalı ... yönünden açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı Kurum avukatının temyiz talebi üzerine, Dairemizce, kararın bozulduğu, mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi sonucu, kararı temyiz etmeyen davalı ... şirketi açısından Kurum lehine usulü kazanılmış hak oluşmaktadır. Olayda, usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak istisnai bir durum da bulunmadığına göre, artık davalı .... açısından açılan davanın reddine karar verilmesi olanaklı değildir. Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, mahkemece, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının silinerek yerine;
“1-Davanın, kısmen kabulüne, usuli kazanılmış hak gereğince, 2.260,66 TL gelirin 19.12.2009 onay tarihinden itibaren, 289,00 TL cenaze yardımının 24.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... şirketinden poliçe limitiyle sınırlı olarak tahsili ile Kuruma verilmesine,
2-Diğer davalı Davalı ... hakkında açılan davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 174,16 TL karar ve ilam harcının davalı ... Şirketinden alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1800,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 11 davetiye gideri 85,00 TL, Adli Tıp Gideri 95,00 TL, bilirkişi ücreti 200,00 TL, posta gideri 50,00 TL olmak üzere toplam 430,00 TL yargılama giderinden kabul edilen miktara göre hesaplanan 35,00 TL.’ sının davalı sigortadan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının iadesine” hükmünün eklenmesine ve hükmün gerekçesinin de buna göre düzeltilmesine ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.