17. Hukuk Dairesi 2019/2981 E. , 2020/5538 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ..."in 13/08/2013 tarihinde davalı ... şirketinin ... müşteri nolu ... poliçe nolu ZMSS ile sigortalandırılmış davalı ... Adına kayıtlı ... plaka sayılı aracın sevk ve idaresinde ve araç sürücüsü davalı ..."in tam kusurlu olduğu kazada hayatını kaybettiğini, ..."ın araç maliki sıfatıyla sorumlu olduğunu, ölenin müvekkili ... eşi diğer müvekkillerinin babası olduğunu, murisin babasına ait evde oturduğunu, canlı hayvan ve traktör alım satımı yaptığını, tarla vasfında arazi işlediğini ve naranciye bahçesi bulunduğunu, müvekkillerinin destekten yoksun kalarak maddi ve manevi zarara uğradıklarını, müvekkili ... ev hanımı olduğunu, ... lise öğrenimini tamamlayamadığını, ..."in lise 3. sınıf öğrencisi olduğunu, ... bu nedenle askerliğini tamamlayamadığını, ..."in ise lise 2. sınıf öğrencisi olup babasının ölümü nedeniyle özel ders alamadığını, ZMSS kapsamında davalı ... şirketine
müracaat edildiğini, yapılan hesap sonucu kendilerine 04/10/2013 tarihinde 90.060,74 TL ödeme yapıldığını, gerçek zararın daha fazla olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili ... için 15.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, ... için 10.000,00TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren en yüksek banka reoskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesine, müvekkili ... için 30.000,00 TL ... için 25.000,00 TL, ... için 25.000,00 TL ... için 25.000,00 TL, ... için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte tahsili ile müvekkillerine verilmesini ve cenaze masraflarının olay tarihinden itibaren banka reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davacıların zararlarının Axa sigorta tarafından karşılanması nedeniyle talebin reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığını, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, dava tarihinden faize hükmedilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... vekili poliçeden dolayı şirkete müracaat edilmesi üzerine ... numaralı hasar dosyası açıldığını, yaptırılan aktüer hesabı neticesi toplam 90.060,74 TL ödemenin davacılara 04/10/2013 tarihinde yapıdığını, teminat limitinin azami 250.000,00 TL olduğunu, ödenen bedel düşüldükten sonra yeni bir bedel belirlenmesi halinde bunun 159.939,74 TL"yi geçemeyeceğini, öncelikle kusur tespiti ve akabinde hesap raporu yaptırılması gerektiğini, yapılacak tazminat hesabında davacı tarafın mütarafık kusuru ile hatır taşımasının dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... sigorta şirketi tarafından zararın giderildiğini, faizin dava tarihinden talep edilebileceğini, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu ve olay tarihinden faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne 1.988,04 TL maddi tazminatın, davalı ... şirketinden 04/10/2013
tarihinden diğer davalılardan olay tarihi olan 13/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."in yargılama sürecinde vefat etmiş olması gözetilerek belirlenen bu maddi tazminatın davacı ... mirasçıları olan ..., ..., Lütfi Can Deniz ve ..."e dosya kapsamında yer alan veraset ilamındaki (Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/695 esas nolu dosyasından verilen veraset ilamı) hisseleri oranında verilmesine, 17.251,62 TL maddi tazminatın, davalı ... şirketinden 04/10/2013 tarihinden diğer davalılardan olay tarihi olan 13/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."e verilmesine, 26.697,03 TL maddi tazminatın, davalı ... şirketinden 04/10/2013 tarihinden diğer davalılardan olay tarihi olan 13/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."e verilmesine, 7.000,00 TL manevi tazminatın, davalı ... dışındaki davalılardan olay tarihi olan 13/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."in yargılama aşamasında ve manevi tazminata hak kazandıktan sonraki süreçte vefat etmiş olması gözetilerek bu meblağın davacı ... mirasçıları olan ..., ..., ... ve ..."e dosya kapsamında yer alan veraset ilamındaki (Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/695 esas nolu dosyasından verilen veraset ilamı) hisseleri oranında verilmesine, 7.000,00 TL manevi tazminatın, davalı ... dışındaki davalılardan olay tarihi olan 13/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."e verilmesine, 12.000,00 TL manevi tazminatın, davalı ... dışındaki davalılardan olay tarihi olan 13/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda; davacılardan ... murisin eşi, ... , ..., ... ve ... murisin çocukları olmaları nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
Mahkemece kararın gerekçesinde; "Yine davacıların murislerini kaybetmeleri nedeniyle yaşadıkları elem ve ızdırap ile tarafların sosyo ekonomik durumları ve olayın vehameti hep birlikte değerlendirilerek zenginleşme aracı olmayacak şekilde manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir." ifadeleri kullanılmış hüküm kısmının 1. bendinin 4.fıkrasında ... 5. fıkrasında ... için ayrı ayrı 7.000,00"er TL ve 6. fıkrasında ... için 12.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, diğer davacılar hakkında manevi tazminat yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmediği gibi hükmün 2. Bendinde de "fazlaya ilişkin istemin ayrı ayrı reddine"şeklinde hüküm kurulmuştur. Gerekçede davacılar yararına bir miktar tazminata hükmetmek gerektiği belirtilmesine rağmen gerekçe ile uyumsuz olacak şekilde yazılı olduğu gibi hüküm kurulmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve içtihada uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa ile 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, kendi içinde çelişkili gerekçe ve gerekçe ile hüküm arasında da çelişki olacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 13/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.