10. Hukuk Dairesi 2016/8394 E. , 2016/12049 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile dava tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davacı avukatının temyiz itirazları bakımından;
Hüküm İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi hükmüne göre, iş mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
Olayda, gerekçeli karar 02.03.2016 tarihinde temyiz eden davacı avukatına yöntemince tebliğ edilmiş, temyiz ise 14.03.2016 tarihinde vuku bulmuştur. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi geçtiğinden 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı da göz önünde tutularak davacı avukatının temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine,
2-Davalı Kurum avukatının temyiz itirazlarına gelince;
a-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
b- Mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 15.09.2014 günlü ve 2014/6379E ve 2014/17511K. sayılı ve ilamı ile “...davacının sigortalılık süreleri içerisinde yer alan 31.03.1984–17.08.1995 tarihleri arasındaki dönem bakmından davacının prim ödemelerinin bu dönemi karşılaması halinde isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi ile tahsis şartlarının irdelenmesi” gereğine işaret edilerek yeniden inceleme yapılmak üzere bozulmuştur.
Öncelikle, Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir
bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada da mahkemece anılan 31.03.1984–17.08.1995 tarihleri arasındaki sürenin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak belirlenmesi gerekirken zorunlu sigortalı olduğunun kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün gerekçesinde yer alan “ Toplanan deliller, aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile 23.03.1964 doğumlu olan davacı ..." ın 01.08.2008 tarihinden itibaren emekli sıfatıyla yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası tesis kılınmıştır:” fıkrasının silinerek yerine, “Toplanan deliller, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre davacının 01.04.1984-17.08.1995 tarihleri arasında primi ödenmiş isteğe bağlı sigortalı olduğu ve bu sürenin de eklenmesi ile 23.03.1964 doğumlu olan davacının 01.08.2008 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına müstehak olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” Cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.