20. Hukuk Dairesi 2014/379 E. , 2014/1309 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, Çarşı Köyü, 149 ada 2 ve 150 ada 18 sayılı parseller arasından geçen yolun kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunduğu halde, kadastro sırasında paftasında yol olarak gösterilmek suretiyle tesbit dışı bırakıldığını ileri sürerek, tesbitin iptali ile taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden davanın görevsizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; davacı ... Yönetimi tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/02/2009 tarihli ve 2009/1847 E. - 2165 K. sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiş; dosya görevsizlikle kendisine gelen Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne; 149 ada 2 ve 150 ada 18 parseller arasında kalan yolun ekli krokide yeşil boyalı olarak (A1) ile gösterilen 136,44 m² ve (A2) ile gösterilen 109,55 m²"lik yol bölümlerinin aynı ada son parsel numarası verilerek orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro paftasında yol olarak tescil harici bırakılan bölümün orman niteliğiyle tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 18.10.1976 tarihinde 1744 sayılı Kanuna göre ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
1) Davalı Hazine vekilinin (A1) ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 136,44 m² yüzölçümlü bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, davalı Hazine vekilinin (A1) ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu yönden onanması gerekmiştir.
2) Davalı Hazine vekilinin (A2) ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A2) harfi ile işaretli bölümüne ilişkin olarak orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkindir. Kural olarak; tahdidin kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Mahkemece kesinleşmiş tahdit uygulaması yapıldığı ve taşınmazın (A2) harfi ile gösterilen bölümünün tahdit dışında kaldığı belirlendiği halde, tahditten öncesinin araştırılması yoluna gidilerek, memleket haritası
ve hava fotoğraflarındaki durumuna göre karar verilmesi doğru değildir. Uzman orman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda (A2) harfi ile işaretli bölümünün kesinleşmiş tahdidin dışında olduğu belirtildiğinden, bu bölüme ilişkin olarak davacı ... Yönetiminin davasının reddedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; dava, tapusuz taşınmazın tesciline ilişkin olup; bu tür davalarda, Hazine ve köy tüzel kişiliğinin kanunî hasım olduğu gözönünde bulundurulmadan, aleyhlerine yargılama gideri yükletilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin (A1) ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölüm yönünden ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin (A2) ile gösterilen kısma ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu bölüm yönünden BOZULMASINA 28/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.