12. Ceza Dairesi 2014/12874 E. , 2015/4689 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62/1, 50/4, 52/4, 50/6, 53/6 maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık idaresindeki kamyonet ile gündüz vakti, meskun mahaldeki yolun sağ şeridinde seyrederken sağ arka lastiğin patlaması nedeni ile direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüjü aşarak karşı yön bölümüne geçerek karşı yönden gelen tır ile çarpıştığı olayda, aracındaki bir kişinin öldüğü, sanığın hızının tanık beyanlarına göre 120 km civarında olduğu ve aracın lastiği üzerinde yapılan incelemede kabak lastik olduğunun tespit edildiği, sanığın aracının teknik özellikleri ve hızının güvenli sürüşe uygun olmadığı bu haliyle bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu gözetilmeden sanık hakkında TCK"nın 22/3 maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış mahkemece tayin edilen cezada isabetsizlik bulunmadığından fazla olduğu gerekçesi ile bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" ve (b) bendinde yer alan ""suçun işlenmesinde kullanılan araçlar"" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2- TCK"nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK"nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,
3- Sonuç ceza doğru belirlenmekle birlikte, sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının gün adli para cezasına çevrilmesi sırasında hükmün 1-e bendinde gün sayısının 1060 gün yerine 300 gün olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanığa verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yeterli görülmekle, hükmün 1-a fıkrasındaki “suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, failin güttüğü amaç” ibarelerinin ve 1-6 fıkrasının çıkartılması ve 1-e fıkrasındaki "300" ibaresinin "1060" şeklinde değiştirilmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.