Esas No: 2021/7352
Karar No: 2022/2910
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/7352 Esas 2022/2910 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/7352 E. , 2022/2910 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine, davacı vekilinin itirazının kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; davacıya ait olup davalı nezdinde kasko sigorta poliçesiyle sigortalı aracın yaptığı kaza sonucunda pert olduğunu, davalının sürücünün alkollü olduğu gerekçesiyle ödeme yapmadığını belirterek 91.945,36 TL'nin kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; sigortalı aracın alkollü sürücü idaresinde gerçekleşen kazada hasar gördüğünü, sürücü değişikliği şüphesi bulunduğunu ve zararın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile (taleple bağlı kalınarak) 91.945,36 TL'nin davalıdan tahsiline; davacı, araç sovtajının kendisinde kalmasını talep etmediğinden sigortalı aracın tüm resmi işlemleri tamamlanmak suretiyle davalı sigortacıya teslimine dair verilen karara davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazının reddine; davacı vekilinin itirazının kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne ve 50.945,36 TL tazminatın davalıdan tahsiline; hasarlı aracın davacıda kalmasına karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait aracın davalı nezdinde kaskolu olduğu ve 28/04/2018 tarihli rizikonun poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kaza sonrasında sürücü değişikliği yapılarak alkollü sürücünün kaza yaptığının tespit edilmesini engelleyecek biçimde hareket edilip edilmediği, doğru ihbar yükümlülüğünün ihlali halinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK'nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası
Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları'nın A.5. maddesi ve TTK'nın 1446/2. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içindeymiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Somut olaya bakıldığında; 28/04/2018 günü saat 04:30 sıralarında, Lüleburgaz merkezinde davaya konu tek taraflı kazanın meydana geldiği; kaza tespit tutanağında, araç sürücüsü olarak tespit edilen davacının oğlu ...'ın alkolsüz olduğuna tutanakta yer verildiği; yine anılan tutanakta, sensörlü dubalarla trafiğe kapalı olan yere girmeye çalışılırken dubaların yükselmesi nedeniyle aracın altının bu dubalara çarpmasıyla kazanın meydana geldiği tespitinin yapıldığı görülmektedir.
Kazanın davalı sigortacıya ihbarı üzerine açılan hasar dosyasında, araç sürücüsü olduğu iddia edilen ..., eğlence mekanında olan ve kendisini alması için arayan kardeşi ...'i almak üzere giderken kazayı yaptığı ve kaza anında araçta tek başına olduğu şeklinde beyanda bulunmuş; ... de sürücü olduğu iddia edilen kardeşi ...'la aynı yönde beyanda bulunmuştur. Olayla ilgili kişilerin beyanları birbiriyle uyumlu olmakla birlikte, eksper tarafından hasarlı araç üzerinde yapılan incelemede, aracın sağ ön yolcu koltuğu kısmına denk gelen camda kafa çarpması ile oluşabilecek cam çatlağının tespit edildiği; yine, araç arıza teşhis tutanağında kaza saati 04:15 olmasına rağmen, sürücü olduğu iddia edilen ...'ı kardeşi ...'in aradığı saat 04:16 olarak tespit edildiği için, beyanda bulunan kişilerin anlatımlarının uyumsuz olduğu tespitlerinin yapıldığı görülmektedir. Ayrıca, 07/12/2018 tarihli eksper raporunda; aracın hasarlı parçaları arasında (davacı sürücüsünün beyanı gereği sadece sürücü emniyet kemeri arızası olması gerektiği halde) iki adet (yolcu emniyet kemeri de dahil olacak şekilde) emniyet kemerinde hasar tespit edildiği görülmüştür. Bu itibarla; gerek, davalının aldığı eksper raporundaki tespitler, gerekse bu raporun hasarlı parçalara ilişkin bölümünde yapılan incelemede tespit edilen hususlar dikkate alındığında, davacı yanın kazaya ilişkin doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getiremediği değerlendirilmiştir.
Yukarıda anılan kanun hükümleri ve sigorta genel şartları gereği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davalı sigortacıda bulunsa da; somut olayın özellikleri, sürücü olduğu iddia edilen ... ve eğlence mekanından almaya gittiğini iddia ettiği ...'in beyanlarının, araç üzerinde oluşan hasarlarla uyuşmadığı, davalı eksper raporunda yapılan tespitler, kazanın oluş biçimi ve meydana geldiği saat gözetildiğinde, ispat yükünün davacı sigortalıya geçtiğini kabulün gerekli olduğu açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ispat yükünün yer değiştirdiği ve davacı sigortalının ispat yükü altında olduğu; olayın oluş biçimi ile açıklanan somut nedenlere göre, davacı tarafın gerçek sürücünün alkol ölçümünün yapılmasını engelleyecek biçimdeki davranışıyla KSGŞ'nın A.5.4. ve A.5.5. maddelerine aykırı hareket ettiği; zararın teminat kapsamında olduğuna ilişkin de delilinin bulunmadığı dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İHH kararının BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.