Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/812
Karar No: 2019/111

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/812 Esas 2019/111 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/812 E.  ,  2019/111 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 683-223

    Sanık ..."un nitelikli hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından beraatine ilişkin Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.01.2009 tarihli ve 158-33 sayılı hükümlerin, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 04.11.2013 tarih ve 4703-22016 sayı ile;
    “...Delillerin bir bütün hâlinde değerlendirilip olay yeri inceleme raporu ve tanık ..."nin beyanları karşısında sanık savunmasının hangi gerekçelerle üstün tutulduğunun karar yerinde tartışılarak sonucuna göre hukuki durumunun tayini gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesi ise 16.04.2014 tarih ve 683-223 sayı ile;
    "...Sanıklar ... ve .....hakkında Mahkememizce 23.01.2009 tarihinde üzerlerine atılı suçun sübut bulmadığı kanaatine varılarak ayrı ayrı beraat kararı verilmiş, verilen kararın katılan vekilince temyizi üzerine dosya Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmiş ve bu daire tarafından diğer sanık ... ile birlikte atılı hırsızlık suçunu işledikleri iddia olunan .....hakkındaki temyiz talebinin reddi ile bu sanık hakkındaki kararın onanmasına karar verilmiş, ... hakkında ise bozma ilamında belirtilen gerekçeler ile beraat kararının bozulmasına karar verilmiş ise de her iki sanık hakkında katılanın evinde bulunan kasayı birlikte hırsızladıkları, kasa içerisinde bulunan senedin ...."nun babası olan Atik ile katılan arasındaki ekonomik ilişkiye dayalı olarak düzenlendiğinin beyan edildiği, eğer hırsızlık eylemi....yönünden sabit değil ise kasa içerisinde bulunduğu söylenilen ve Emre"nin babası ile katılan arasındaki ekonomik ilişki ile ilgili olduğu varsayılan senedin, sanık ... tarafından hırsızlandığının kabulünün de dosya kapsamına göre olanaklı olmadığı, Mahkememizce daha önce verilen beraat kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi eylemi birlikte gerçekleştirdikleri iddiası ile haklarında dava açılan sanıklardan biri hakkında beraat kararı verilir iken diğeri hakkında mahkûmiyet kararı verilmesinin de hukuken mümkün olmadığı, bu nedenle Yargıtay 6. Ceza Dairesinin kararına direnilmesi gerektiği," şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın nitelikli hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından beraatine karar vermiştir.
    Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan ve vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.03.2015 tarihli ve 203553 sayılı “onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 293-1276 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 22.05.2017 tarih ve 643-1390 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık .....hakkında hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen beraat hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında nitelikli hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan beraat hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar; sanık hakkında yasal ve yeterli gerekçe ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle;
    1- Katılan ve vekilinin temyiz dilekçeleri kapsamına göre hırsızlık suçunun yanında sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin bulunup bulunmadığının,
    2- Katılan ve vekilinin konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin bulunduğu sonucuna ulaşılması hâlinde bu suçlara ilişkin ek tebliğname düzenlettirilip CMK"nın 307/3. maddesi uyarınca Özel Dairece inceleme yapılmadan dosyanın Ceza Genel Kurulunca ele alınmasının mümkün olup olmadığının,
    3- Katılan ve vekilinin sadece hırsızlık suçundan kurulan beraat hükmünü temyiz ettiği sonucuna ulaşılması hâlinde ise hırsızlık suçu bakımından dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin,
    Değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Sanık ... ile inceleme dışı sanık .....hakkında nitelikli hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kamu davası açıldığı, Yerel Mahkemece verilen beraat hükümlerinin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece inceleme dışı sanık....hakkında kurulan beraat hükümlerinin onandığı, sanık ... yönünden ise bozulduğu, bozma üzerine Yerel Mahkemece direnme kararı verilerek sanığın üzerine atılı bütün suçlardan beraatine hükmedildiği, katılanın hükmü temyiz ederken “Mahkemenize ait 2013/683 esas sayılı dosyasını temyiz etmek istiyorum, gereği arz olunur.” dediği, vekilinin ise 17.04.2014 havale tarihli temyiz dilekçesinde direnmeye konu beraat hükümlerine konu suçların tamamını dilekçe başlığında gösterip “Her iki sanık müşterek hareket etmek suretiyle müvekkilimin Yalova Basın Sitesindeki villasına girmek ve yatak odasının kapısını kanırtmak suretiyle açıp evdeki kasayı ve özellikle kasa içerisindeki açık borç senedini hedef alarak hırsızlık fiilini ika etmişlerdir.” şeklindeki gerekçeler ile temyiz talebinde bulunduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.03.2015 tarihli ve 203553 sayılı onama isteyen tebliğnamesinde sanığa atılı suçlardan sadece hırsızlık suçuna ilişkin görüş bildirildiği, CMK"nın 307/3. maddesi uyarınca direnme kararını inceleyen Özel Dairenin de sadece hırsızlık suçuyla ilgili değerlendirme yaptığı,
    Anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık konularının sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle temyiz incelemesinin yapılabilmesi için gerekli koşulların üzerinde durmakta fayda bulunmaktadır.
    Olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, bir temyiz davası açılmış olmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 310. maddesine göre iki koşulun varlığı gereklidir.
    Bunlardan ilki süre koşuludur. CMUK’nın 310. maddesinde, genel kural olarak tarafların temyiz isteğinde bulunabilecekleri süreyi hükmün tefhiminden, tefhim edilmemişse, tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlemiştir.
    Temyiz davasının açılabilmesi için gerekli olan ve uyuşmazlık konusunu da ilgilendiren ikinci koşul ise istek koşuludur. Yargılama hukukunun temel prensiplerinden olan “Davasız yargılama olmaz” ilkesinin doğal sonucu olarak temyiz davası kendiliğinden açılamayacağından, bu konuda hak ve yetkisi olan kişilerce bir istekte bulunulması zorunlu olup, süre ve istek koşullarına uygun temyiz davasının açılmamış olması hâlinde hükmün Yargıtayca incelenmesi mümkün değildir.
    Ancak bu kuralın istisnasına gereksinim duyan kanun koyucu CMUK’nın 305. maddesinin 1. fıkrasındaki düzenleme ile on beş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalara ilişkin mahkûmiyetlerde istek koşulundan sanık lehine vazgeçerek, temyiz incelemesinin kendiliğinden (resen) yapılmasını kabul etmiştir.
    Yine, 1412 sayılı CMUK"nın 320. maddesinde,
    "Temyiz mahkemesi, temyiz istida ve layihasında irat olunan hususlar ile temyiz talebi usule ait noksanlardan dolayı olmuş ise temyiz istidasında bu cihete dair beyan edilecek vakıalar hakkında tetkikler yapabileceği gibi hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmiş olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder.
    313. maddesinin ikinci fıkrasında gösterilen müstenidattan başka temyiz müddeasını tayin için yeniden müstenidat göstermeğe lüzum yoktur.
    Bununla beraber böyle müstenidat arzolunmuşsa kabul olunur." hükmü yer almaktadır.
    Bu maddenin gerekçesinde de "Temyiz Mahkemesi Kanunun doğru tatbik edilip edilmediğini araştırmakla mükellef olduğundan velevki layihai temyiz de dermeyan edilmemiş olsa bile kanunun herhangi bir suretle ihlal edildiğini gördüğü takdirde hükmü nakzedebilir...Hukuk Usulü Muhakemelerinin terviç ettiği dairede mahkemei temyizin kendisine sevk olunan işlerde resen tetkikatını teşmil ederek layihada serdedilmemiş olan ve fakat muhalifi kanun görülen esbaptan dolayı da hükümlerin nakzolunabilmesi kabul edilmiştir." denilmektedir.
    Buna göre, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca 1412 sayılı CMUK"daki temyiz usulünün uygulanması gereken kararlar yönünden usulüne uygun şekilde temyiz davası açıldıktan sonra Yargıtay gösterilen temyiz sebepleri ile bağlı olmayıp, temyiz dilekçesinde ileri sürülsün veya sürülmesin son karara etkili olan tüm kanuna aykırılıkları kendiliğinden inceleyip hükmü bozabilir.
    Nitekim Ceza Genel Kurulu asıl ceza yönünden temyiz incelemesine tabi olmayan bir hükümle bağlantılı olarak verilen "müsadere", "iş yerinin kapatılması", "meslek ve sanatın tatili", "tecilli cezanın aynen çektirilmesi", "sürücü belgesinin geri alınması" ve benzeri kararlarda suç niteliğine veya şahsi hakka yönelik temyizin, hükmün tümüne temyiz edilebilirlik vasfını kazandıracağını ve hükmün her yönüyle inceleneceğini kabul ederken Yargıtayın temyiz istemi ile bağlı olmadığı ilkesine dayanmıştır.
    Öte yandan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 28. maddesi kapsamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenmesi gereken tebliğnameye ilişkin olarak;
    2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı ile Yardımcılarının Görevleri” başlıklı 28. maddesi;
    “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin vereceği görevleri yapar. Özel hükümler saklı kalmak kaydıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Vekilinin yokluğunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına vekillik eder. Başyardımcının da bulunmadığı zamanlarda bu görevi en kıdemli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcısı yapar.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcıları, kendilerine verilen dosyaların tebliğnamelerini, karar düzeltme ve itiraz yoluna başvurma işlemlerini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenler ve onun yerine imza ederler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının vereceği diğer işleri görürler.
    Zamanaşımı Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (5) ve (6) numaralı bentleri kapsamında olan suçlara ilişkin dava dosyaları temyiz üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tebliğname düzenlenmeksizin ilgili daireye gönderilir. Daire kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzeltme ve itiraz kanun yollarına başvurma yetkisi vardır.” şeklinde düzenlenmiş,
    Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 37. maddesinde ise;
    “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı yardımcılarının görevleri:
    1- Verilen işleri süresinde ve eksiksiz inceleyip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenleyecekleri ve imza edecekleri tebliğnamelere bağlıyarak sonuçlandırmak,
    2- Dairelerden çıkan ilâmları uygulama, içtihat ve tebliğnamelere uygunluk açılarından inceleyerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının görüşüne göre karar düzeltme veya itiraz yollarına gitmek,
    3- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre Ceza Genel Kurulu ile dairelerin duruşmalarına katılarak düşüncesini bildirmek,
    4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre ceza dairelerinin günlük çalışmaları sona erinceye kadar çalışma saati dışında nöbet tutmak,
    5- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilecek ve ayrıca kanun ve yönetmelikle verilen diğer görevleri yapmaktır.” hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan Kanun ve İç Yönetmelik hükümleri uyarınca yerel mahkemelerce verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, o konudaki hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğname düzenlenmesi zorunludur. Özel Dairelerce temyiz incelemesi yapılabilmesi için, temyiz konusu hakkında bir tebliğname düzenlenmiş olması ön şarttır. 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 316. maddesinin 3. fıkrasına göre de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenecek bu tebliğnamenin, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde sanık veya katılan ya da vekillerine dairesince tebliğ olunması da gerekir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenecek olan tebliğnamede usul ve esasa ilişkin tüm hususlarda görüş bildirilmesi yerinde bir uygulama olacaktır.
    Öte yandan 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 36. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi değiştirilerek belirtilen fıkraya;
    "Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnilemez." cümleleri eklenmiş, aynı Kanun"un 38. maddesi ile de 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a;
    "(1) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlarla ilgili Yargıtay ceza daireleri tarafından verilen bozma kararları üzerine mahkemelerce verilen direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir.
    (2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Yargıtay Ceza Genel Kurulunda bulunan dosyalar kararına direnilen daireye gönderilir.
    (3) Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir." biçiminde Geçici 10. madde eklenerek direnme üzerine gelen, halen Ceza Genel Kurulunda bulunan ve henüz karara bağlanmamış olan dosyaların da kararına direnilen daireye gönderileceği belirtilmiştir.
    Bu bilgiler ışığında ön soruna ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Yerel Mahkemenin direnmeye konu beraat hükümlerinin hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarına ilişkin olduğu, katılanın 16.04.2014 havale tarihli dilekçesinde temyiz talebini herhangi bir suça hasretmeksizin “Mahkemenize ait 2013/683 esas sayılı dosyasını temyiz etmek istiyorum, gereği arz olunur.” dediği, vekilinin ise 17.04.2014 havale tarihli temyiz dilekçesinde direnmeye konu beraat hükümlerine konu suçların tamamını dilekçe başlığında gösterip “Her iki sanık müşterek hareket etmek suretiyle müvekkilimin Yalova Basın Sitesindeki villasına girmek ve yatak odasının kapısını kanırtmak suretiyle açıp evdeki kasayı ve özellikle kasa içerisindeki açık borç senedini hedef alarak hırsızlık fiilini ika etmişlerdir.” şeklindeki gerekçeleri ileri sürdüğü gözetildiğinde katılan ve vekilinin hırsızlık suçu ile birlikte mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan beraat hükümlerini de temyiz ettikleri, Yerel Mahkemenin direnmeye konu beraat hükümleri arasında hırsızlık suçu ile birlikte mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının bulunmasına rağmen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.03.2015 tarihli ve 203553 sayılı tebliğnamesinde sadece hırsızlık suçuna yönelik görüş bildirildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin de 22.05.2017 tarihli ve 643-1390 sayılı kararında katılana yönelik hırsızlık suçundan Yerel Mahkemece kurulan beraat hükmü ile ilgili inceleme yapılarak dosyanın Ceza Genel Kuruluna iade edildiğinin anlaşılması karşısında; mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarına ilişkin ek tebliğname düzenlettirilip dosyanın CMK"nın 307/3. maddesi uyarınca öncelikle Özel Dairece incelemesi yapıldıktan sonra Ceza Genel Kurulunca ele alınmasının gerektiği kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, katılan ve vekilinin temyiz dilekçeleri kapsamına göre sanık hakkındaki hırsızlık suçunun yanında mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan beraat hükümlerini de temyiz ettiklerinin anlaşılması karşısında öncelikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu suçlara ilişkin ek tebliğname düzenlenmesi, Özel Dairece bu ek tebliğnamenin hükümleri temyiz eden katılan vekiline ve aleyhine görüş bildirilmesi hâlinde sanığa da tebliğ edildikten sonra inceleme yapılması, Özel Dairece mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen beraat hükümlerine ilişkin direnme kararının da yerinde görülmemesi hâlinde tüm suçlara yönelik inceleme yapılması; yerinde görülmesi hâlinde ise sadece hırsızlık suçu bakımından direnme kararına konu bu hükmün incelenmesi için tekrar dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verilmelidir.
    Birinci ve ikinci uyuşmazlıklar hakkında ulaşılan sonuca göre üçüncü uyuşmazlık konusu bu aşamada değerlendirilmemiştir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Katılan ve vekilinin temyiz dilekçeleri kapsamına göre sanık hakkındaki hırsızlık suçunun yanında mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan beraat hükümlerini de temyiz ettiklerinin anlaşılması karşısında öncelikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu suçlara ilişkin ek tebliğname düzenlenmesi, Yargıtay 6. Ceza Dairesince mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen beraat hükümlerine ilişkin direnme kararının da yerinde görülmemesi hâlinde tüm suçlara yönelik inceleme yapılması; yerinde görülmesi hâlinde ise sadece hırsızlık suçu bakımından direnme kararına konu bu hükmün incelenmesi için tekrar dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 19.02.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi