Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15343
Karar No: 2013/19923
Karar Tarihi: 26.12.2013

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/15343 Esas 2013/19923 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/15343 E.  ,  2013/19923 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi.

    ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... Aile Mahkemesi"nden verilen 25.04.2013 gün ve 806/437 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.12.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, tarafların evliliklerinin sona erdiğini, davacının babasından miras kalan yerlerin satışı ile hissesine isabet eden gelirlerle alınan ve davacı adına kayıtlı bulunan dava konusu ... 1519 ada 1 parseldeki 16 numaralı dairenin tamamı ve ... 14795 parseldeki 59 numaralı dubleks meskenin 1/2 hissesini davalı ile anne ve babasının baskı yapmaları üzerine çocuklarının geleceğini düşünen davacı tarafından davalı eşine devredildiğini, taşınmazları devrettikten sonra davalının tavırlarının değiştiğini, bu devredilen taşınmazların davacının şahsi malı olup davalının ayni yada şahsi hakkı bulunmadığını açıklayarak taşınmazların boşanma sonucunda tasfiyesi ile davacıya iadesine karar verilmesini istemiş, 24.01.2011 tarihli açıklama dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ...’teki taşınmaz için 60.000 TL, ..." deki taşınmaz için 40.000 TL olmak üzere toplam taleplerinin 100.000 TL olduğunu bildirmiş, bu miktar üzerinden nisbi harcı da tamamlamıştır.
    Davalı ... vekili, anılan bağımsız bölümlerin davalıya devri doğru ise de devrin nedeninin davacının alacaklılarından mal kaçırma gayretinin bir sonucu olduğunu, davalının hiçbir zaman böyle bir devir talebinde bulunmadığını, özellikle ...’teki bağımsız bölümün TOKİ’den temin edilmiş olup satılabilmesi için diğer eşin rızası gerektiğini, kaldı ki anılan bağımsız bölümlerin satışından elde edilen gelirin tamamen evlilik birliğinin ve özellikle de ...’da kurulacak yeni yaşamın gerekleri için harcandığını, nitekim mevcut ihtiyaçlar ve davacının bu yönlü talebi neticesinde anılan bağımsız bölümün satıldığını, adı geçen satışlardan elde edilen gelirlerin evlilik birliği için harcandığının bizatihi davacının ekonomik durumu araştırıldığında anlaşılacağını, davacının ... ... İlçesi ve ... İlçesi ... konutlarındaki bağımsız bölümlerden söz etmediğini, ...’deki taşınmazın henüz davalının evlenmeden önce edindiği taşınmaz olup bu dairenin 2002 de satılıp bedelinin ..."taki davalının hesabına yatırıldığını, 2003 yılına kadar bankada kalan paranın davacının üniversiteye olan borcu için çekildiğini, bizzat davalı tarafından ... Bankası"na yatırılarak davacının üniversiteye olan borcunun kapatıldığını, 29.000 TL. borcun 26.000 TL.sinin davalının ..."taki parasından, 3.000 TL.sinin ise davalının babası tarafından karşılandığını, ... konutlarındaki bağımsız bölümün de davalının maaşı ve özellikle ek ders ücretlerinden gelen para ile alındığını, davacı adına tescil edildiğini, bu bağımsız bölümün 2004 yılında bizatihi davacı asil tarafından satılıp elde edilen satım bedelinin de davacı tarafından değerlendirildiğini açıklayarak davacının taleplerinin reddini savunmuş, davacının borçlarının kapatılması uğruna elden çıkarılmak durumunda kalınan bağımsız bölümlere ilişkin olarak davalıya 50.000 TL. tazminat ödettirilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 22.10.1993 tarihinde evlenmişler, 12.07.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 29.04.2008 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK"nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM"nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK"nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
    Dava konusu ... 1519 ada 1 parseldeki 16 numaralı daire TOKİ adına tapuda kayıtlı iken dava dışı ... ile TOKİ arasındaki satış sözleşmesi ile satılmış ve ödemeleri devam ederken, Hülya tarafından 19.02.1997 tarihinde davacı ...’a satılmış, yine ödemelere devam edilmiş, 22.01.2003 tarihinde de davacı ... tarafından davalı ...’a noterde yapılan devir sözleşmesi ile devredilmiş, ... adına tapu kaydı TOKİ tarafından 10.04.2006 tarihinde çıkartılmıştır. Henüz tapuda ... 755 ada 1 parseldeki 2 numaralı mesken taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken 12.02.2009 tarihinde davalı ... adına alınarak tapuya tescil edilmiştir. Bu taşınmaz ... tarafından 26.04.2006 tarihinde dava dışı gerçek kişiye tapuda satılmıştır. Diğer dava konusu ... 14795 parseldeki 59 numaralı dubleks mesken ise 28.08.2000 tarihinde 1/2 paylı olarak davacı ... ve davalı ... adına satın alınmış, daha sonra davacı ... adına tapuda kayıtlı 1/2 payı davalı ...’a tapuda “satış” göstererek devretmiştir. Bu taşınmazın tamamı da davalı ... tarafından 09.11.2005 tarihinde dava dışı gerçek kişiye tapuda satılmıştır.
    Dava konusu yapılan ... 1519 ada 1 parseldeki 16 numaralı dairenin tamamının 22.01.2003, ... 14795 parseldeki 59 numaralı dubleks meskenin ise 1/2 hissesinin 21.01.2003 tarihinde davacı tarafından davalıya devredildiği gözetildiğinde davacının talebinin, katılma alacağı isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır. (TMK"nun 231, 236/1.m.). TMK"nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir.
    Mahkemece, davacının baskı sonucu devir yaptığını iddia ettiği, davalı tarafın ise davacının devletten ve borçlularından mal kaçırma niyetiyle devrettiğini savunduğu, davalı tanıkları ... ve ..."ın ise davacının eğitimi nedeniyle tazminat ödeyeceğinden dolayı davalıya devrettiğini bildirdiklerinin görüldüğü, devir işleminde bedel ödenmediği konusunda çekişme bulunmadığı, bedel ödenmeksizin eşler arasında yapılan devir işlemlerinin kural olarak, Borçlar Kanunu gereğince gizli bağış olarak kabul edildiği, TMK"nun 220/2 maddesi gereğince karşılıksız kazandırmalar kişisel mal kapsamında yer almakta olup, yasa gereği davalının kişisel mal varlığı kesiminde bulunan dava konusu mal varlığı değerlerinin tasfiyesinin mümkün olamayacağı, TMK"nun 230.maddesi gereğince davalının edinilmiş malından kişisel malına giden değer denkleştirmesinin söz konusu olmadığı, davacının bağıştan rücu iddiasında da bulunmadığı açıklanarak mal rejiminin tasfiyesi sonucu davacının davalıdan katkı, değer artış payı yada artık değere katılma alacağı hakkının bulunmadığı kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dava dilekçesindeki talep, davalının savunması, Mahkeme gerekçesi karşısında taraflar arasında çözümlenmesi gereken öncelikli sorun edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde bir eşin diğer eşe tapuda “satış” göstererek yaptığı pay devrinin mal rejiminin tasfiyesi bakımından nasıl anlaşılması gerektiği, bu devredilen pay üzerinde değer artış payı veya katılma alacağı doğup doğmayacağı, hesaplama gerekip gerekmediği üzerinde toplanmaktadır.
    Kural olarak, dava konusu paylar 01.01.2002 tarihinden sonra edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davacı eş tarafından davalı eşe devredildiğine göre TMK.nun 219. maddesi uyarınca edinilmiş mal oldukları konusunda duraksamamak gerekir.
    TMK.nun 222/1. fıkrası uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Aynı maddenin son fıkrasında ise, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Saptanan bu durum karşısında TMK.nun 6. ve 222/1. maddeleri gereğince davacı iddiasını, davalı ise savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür.
    Davacı dava dilekçesinde, davalı ve ailesinin manevi baskısı sonucu tapuda taşınmazı davalıya devir ettiğini açıklamış, gerek boşanma dosyasında dinlenen tanıklar gerekse eldeki dava dosyasında dinlenen tanıklar bu yönde beyanda bulunarak davacının safiyane duygularla bu devirleri yaptığını bildirmişlerdir. Davalı tarafından da bu devirlerin davacının alacaklılarından mal kaçırma amacı ile yapıldığı savunulmuş ve davacının borçlarının kapatılmasının da devirde etkili olduğu belirtilmiştir. Gerek boşanma dosyası üzerinde ve gerekse eldeki dava dosyasında dinlenen tanık beyanları üzerinde yapılan inceleme ve karşılaştırmada davacının iddiasının her iki dosyadaki bilgi ve belgeler ile tanık beyanlarıyla doğrulandığı görülmektedir. Davalının savunması dahi bir anlamda davacı iddiasını doğrular niteliktedir. Dava konusu payların davacı eş tarafından davalı eşe edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken tapuda “satış” gösterilerek devredilmesi nedeniyle aksi davalı tarafından ispatlanamadığı sürece TMK’nun 219 ve 222/1-3.maddeleri uyarınca edinilmiş mal olarak kabul edilmeleri gerekir. Belli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir (TMK.nun 222/1-3. fıkra). Dava konusu paylar evlilik sırasında davalı eşine satılmış ve davalı eşte edinilmiş malla (parayla) söz konusu payları devraldığından bu payların edinilmiş mal olarak kabulü gerekmektedir. Davacının davalı eşine tapuda yaptığı satış ile üzerine kayıtlı payları devretmesi olayında davacıda bağış kastı ve iradesinin olduğunu söylemek de oldukça güçtür. Çünkü, davacının iddiası aynı zamanda tanık beyanlarıyla da kanıtlanmıştır. Artık bu saptama karşısında somut olgunun gizli bağış niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Eşler arasındaki güven, aile birlikteliği ve hayatın olağan akışı da satışın bağış niteliğinde olduğunu göstermez.
    Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında dava konusu payların davacı tarafından davalıya devrinin satış olarak nitelendirilmesi ve iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi, sonucuna göre işin esası ile ilgili bir hüküm kurulması gerekirken, esasa girilmeksizin devirlerin gizli bağış olduğundan hareketle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi