11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/973 Karar No: 2020/3337 Karar Tarihi: 22.06.2020
Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/973 Esas 2020/3337 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmetmiştir. Ancak, daha önce Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından da açıklandığı üzere, suça konu belgenin fotokopi olması durumunda hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan evrakların aldatma kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığının da tespit edilemediği, bu nedenle sanığın asılları ele geçirilemeyen suça konu tediye makbuzlarının fotokopi belgeleriyle ilgili olarak beraat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin bir iptal kararı sonrasında TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın yeniden değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bu nedenlerle, mahkemenin kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri ise CMK'nin 231. ve 321. maddeleridir.
11. Ceza Dairesi 2018/973 E. , 2020/3337 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahkemece, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4. paragrafında, sanık hakkında CMK"nin 231. maddesinin uygulanmama nedenleri tartışıldığından, tebliğnamede yer alan bu hususa yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. 1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14/10/2008 tarih ve 49/219 sayılı kararında da açıklandığı üzere; ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması olup bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken ele geçirilen ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenilirliğini de denetlemek durumundadırlar. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin aslının veya bunun olanaklı olmaması halinde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya konulması gerekir. Yine Ceza Genel Kurulu‘nun 14/10/2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, suça konu belgenin fotokopi olması durumunda hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan evrakların aldatma kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığının da tespit edilemediği, fiili iğfalin aldatma niteliğini göstermeyeceği kabul edilmektedir. Bu itibarla, somut olayda 15/06/2011 tarihli dilekçe ekinde Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/120 Esas sayılı dosyasına delil olmak üzere ibraz edilen suça konu tediye makbuzlarının fotokopi belgeden ibaret olduğu ve asıllarının aşamalarda ele geçirilemediğinin anlaşılması karşısında, sanığın unsurları itibarıyla oluşmayan özel belgede sahtecilik suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması, 2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi‘nin 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafi ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.