Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10660
Karar No: 2022/2882
Karar Tarihi: 21.02.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10660 Esas 2022/2882 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/10660 E.  ,  2022/2882 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen kararın davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacının itirazının kabulü ile UHH kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabulüne dair verilen 19/08/2020 tarih ve 2020/İHK-13092 sayılı kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelenerek gereği görüşüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili; 24/10/2016 tarihinde davalıya trafik sigortalı araç sürücüsü ... idaresindeki aracın, davacının sürücüsü olduğu araçla karıştığı çift taraflı kazada, davacının yaralanarak malul kaldığını, davalı tarafından bir miktar ödeme yapıldığını, şikayetlerinin artması sonucu alınan 18/10/2019 tarihli raporda sürekli iş gücü kaybının %28 olarak belirlendiğini maluliyet artışına bağlı tazminat talebiyle yapılan başvuruya cevap verilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 41.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 19/08/2020 tarihli dilekçesiyle sürekli iş göremezlik talebini 42.877,33 TL'ye, geçici iş göremezlik talebini 2.047,68 TL'ye, faturalandırılmayan tedavi gideri talebini 4.000,00 TL ye yükselterek toplam talebini 48.925,01 TL'ye artırmıştır.
    Davalı vekili; ilk tahkim yargılaması sonucu davacıya 16/12/2018 tarihinde 19.188,00 TL ödeme yapıldığını, maluliyet oranı tespiti için rapor alınması gerektiğini belirterek, başvurunun reddini istemiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince; davacının itirazının kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kısmen kabulü ile 43.377,33 TL'nin davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    5271 sayılı CMK'nun 253/17. bendinde; "Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. "CMK'nun 253/19. bendine göre ise "... Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli
    ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38'inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır." hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma tutanağı düzenlenmekle davacının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma tutanağı da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir.
    Yukarıdaki düzenlemeler ve somut olayın değerlendirilmesinde; 11/11/2016 tarihli uzlaştırma tutanağı incelendiğinde, fazlaya ilişkin hakkı ya da sigorta şirketine başvuru hakkı saklı tutulmadan davacı tarafından talep edilen 5.000,00 TL'nin davalıya trafik sigortalı ve karşı araç sürücüsü ... tarafından ödenmesi karşılığında uzlaşmanın sağlandığı, ödemenin davacıya yapıldığı, bu sebeple davaya konu kazayla ilgili olarak Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/44790 sayılı soruşturma dosyasında 11/11/2016 tarihli uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına 09/12/2016 tarihinde karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/02/2022 gününde Üye ...'un karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    Dava, trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
    Yargıtay (Kapatılan) 21 Hukuk Dairesinin 2015/13528 Esas,2016/6953 Karar sayılı ve 19/04/2016 günlü ilamında Karşı Oy da belirtildiği ve daha sonra 21 Hukuk Dairesinin 2016/16146 Easas ,2018/ 3263 Karar sayılı ve 03/04/2018 tarihli ilamında işaret edildiği üzere tarafımızca da benimsenen görüşe göre'' 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, bazı suç tipleri için mağdur ile şüphelinin uzlaşması ile mağdurun zararlarının giderilmesi karşılığında suç faili lehine hükümler getirilmiştir. Trafik kazası bazı hallerde taksirle yaralama suçunu oluşturabilir. Taksirle yaralama suçu, Türk Ceza Kanununun 89. maddesinde düzenlenmiştir. Taksirle yaralamaya neden olma suçu, şikayete bağlı olsun veya olmasın uzlaşma hükümlerine tabidir. Ceza Muhakemesi
    Kanununda yer alan uzlaşma hükümleri (253., 254., 255. maddeler), aynı zamanda taksirle yaralama suçunun oluşması durumunda tazminat hukuku bakımından sonuçlar doğurucu niteliktedir. Uzlaşmanın sağlanması halinde yukarıda belirtilen uzlaşma hükümlerine göre, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Ancak bu sonucun doğması için, mağdur taraf maddi ve manevi tazmin borcunun miktarını belirlemiş ve şüpheli ya da sanık da bu miktara razı olarak belirlenen borcu ödemiş olmalıdır. Türk Borçlar Kanununun 28 ile 30,36,37 maddelerinde düzenlenen yanılma, yanıltma, aldatma, korkutma, bilgisizlik deneyimsizlik parasal yönde sıkıntı içinde olma gibi iradeyi sakatlayan haller olmamalı ve mağdur hakları ile uzlaşmanın sonuçları konusunda bilgilendirilmelidir.
    Karayolları Trafik Kanunu 111. maddesi '' Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup yetersiz ve fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir '' düzenlemesini içermektedir. Düzenleme ile trafik kazaları sonucu meydana gelen zararlar yönünden özel bir düzenleme getirilmiştir. Zarar veren ile yapılan yetersiz veya fahiş olduğu anlaşılan anlaşmaların geçersizliği iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülebilir. Bu halde Türk Borçlar Kanununda düzenlenen irade sakatlığı hallerini aramaya dahi gerek yoktur.
    Somut olayda; uzlaşmanın 11/11/2016 tarihinde yapıldığı, davalı ... şirketi tarafından 16/07/2018 tarihinde kısmı ödeme yapıldığı, Sigorta Tahkim Komisyonuna 28/11/2019 tarihinde başvurulduğu ve iki yıllık hak düşürücü süre geçmeden ödeme yapıldığı anlaşıldığından İtiraz Hakem Heyetinin kararının onanması gerektiğini düşündüğümden Sayın Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi