Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/28887 Esas 2016/10177 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/28887
Karar No: 2016/10177
Karar Tarihi: 11.05.2016

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/28887 Esas 2016/10177 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hakkında hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükmü, temyiz edilmiştir. İnceleme sonucunda suçun sanık tarafından işlendiği ve vicdani kanının kesin olduğu tespit edilmiştir. Ancak, sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas başka bir ilam bulunmasına karşın, kesin nitelikteki adli para cezası içeren ilamın tekerrüre esas alınması kanuna aykırı bulunmuştur. Bu nedenle tekerrür uygulamasına ilişkin hüküm fıkrası çıkarılarak, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın belirlenmesi kararlaştırılmıştır. Yargılamada TCK'nın 53/1-b ve 53/1-c maddelerine değinilmiş, ancak 53/1-b maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği için uygulanma olanağı ortadan kalkmıştır. 53/1-c maddesi ise sanığın kendi altsoyu üzerindeki yetkiler yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacaktır.
18. Ceza Dairesi         2015/28887 E.  ,  2016/10177 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağı ortadan kalkmış ve yine aynı Kanunun 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmemiş ise de, mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak infaz evresinde re"sen, TCK"nın 53. maddesinin 1 ilâ 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde uygulanması mümkün görüldüğünden, bu hususların bozmayı gerektirmediği,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas başka ilamı bulunmasına karşın, kesin nitelikteki adli para cezası içeren ilamın TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas alınması,
Kanuna aykırı ve sanık ...’ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu husus yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası, tebliğnamedeki isteme kısmen uygun olarak tekerrür uygulamasına ilişkin hüküm fıkrasının çıkarılarak yerine “sanığın adli sicil kaydında yer alan Diyarbakır 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/174-2008/790 E/K sayılı ilamı ile genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan TCK’nın 170/1-c maddesi gereğince verilen 3000 TL adli para cezasından dolayı mükerrir olduğu anlaşıldığından, TCK’nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sanığın aleyhine değiştirmeme ilkesi gözetilerek 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın Diyarbakır 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/1068-2010/471 E/K sayılı ilamındaki 500 TL adli para cezası esas alınarak belirlenmesine” ibaresinin eklenmesi biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 11.05.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.