12. Ceza Dairesi 2014/5078 E. , 2015/4611 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 1- Sanık ... hakkında; 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca Beraat
2- Sanık ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK"nın 62, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ..."in beraatine ilişkin hüküm katılan vekili; sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hüküm adı geçen sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanıkların, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı"nın 10/03/1979 tarih ve A – 1605 sayılı kararı ile tescilli kentsel ve 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde daha önceden sanık ... tarafından başlanılan inşaata devam ederek sıva yaptırdıklarının iddia olunduğu, sanık ..."in kolluk kuvvetlerine
./.
verdiği ifadede, sıva işini eşi olan diğer sanıktan habersiz yaptırdığını beyan etmesine karşılık, kovuşturma aşamasındaki savunmasında, eşinin isteği ile sıva işi için işçilere haber verdiğini, onların da gelip inşaatta çalıştıklarını, fiilin eşinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söylediği, sanık ..."in de sözü edilen savunmayı doğrulayarak, eşi olan sanık..."yi sıva ustalarına göndermek suretiyle inşaatta çalışmalarını istediğini, onların da gelip sıva işine başladıklarını, suça konu inşaat nedeniyle daha önce ceza aldığını, ancak ikamet edecek yeri olmadığından mecburen inşaata devam ettiğini dile getirdiği, diğer yandan, dosya içerisinde mevcut tutanak, rapor ve fotoğraflara göre kaba inşaat halinde olup tamamlanmamış bir yapıda gerçekleştirilen sıva işinin, yapının tamamlanmasına yönelik esaslı faaliyetler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu bakımdan soruşturma aşamasında düzenlenen tespit tutanakları, sanık savunmaları ve tanık beyanları ile gerçekleştirildiği sabit olan sıva fiilinin basit müdahale olarak kabul edilemeyeceği, sanık Hasan"ın, yapının inşaatı nedeniyle Harran Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2008/575 Esas, 2010/51 Karar sayılı dosyası kapsamında yargılanıp mahkum edildiği halde, yapıyı tamamlamak üzere inşai faaliyette bulunmayı sürdürerek atılı suçu işlediği, okuma yazma bilmeyen, geçimi eşi tarafından sağlanan sanık..."nin, sosyal, ekonomik ve kültürel durumu da göz önünde bulundurulduğunda, diğer sanık Hasan"ın bilgi ve rızası dışında inşai faaliyet gerçekleştirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, suç tarihi itibariyle Harran Belediyesi bünyesinde faaliyette olan Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu da bulunmadığı anlaşılmakla; mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık ... tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, sanığın herhangi bir gelirinin bulunmadığı, bölgenin erkek egemen yapısı da göz önüne alındığında, suça konu müdahalenin bir kadın, özellikle de herhangi bir geliri olmayan biri tarafından yapılabileceğini düşünmenin pek mümkün görülmediği, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan;
Sanık ... hakkında yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, hakkında lehe hükümlerin uygulanmadığına; katılan vekilinin, sanık..."nin de mahkumiyetine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık ... hakkında tesis edilen hükümde, 5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sanık ... hakkında tayin edilen gün para cezasının miktarı belirlenirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6 maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan (c) alt bendinin başına, “5237 sayılı TCK"nın 52/2 maddesi uyarınca”
ibaresi eklenmek, (f) bendinin sonundaki cümle, “5237 sayılı TCK"nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanmasına” şeklinde düzeltilmek suretiyle, sanık ..."in beraatine ilişkin hükmün DOĞRUDAN, sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.