12. Ceza Dairesi 2014/4972 E. , 2015/4609 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, şikayetçi vekili ile üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Şikayetçi vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkındaki hüküm şikayetçi kuruma 16/12/2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde, 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 31/12/2013 tarihinde hükmün temyiz edildiği anlaşıldığından, şikayetçi vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2- Üst Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının kural olarak Devlet elinde ve müzelerde bulundurulacağı, zira bunların korunup değerlendirilmesi görevinin Devlet"e ait olduğu, ancak, anılan varlıkların gerçek ve tüzel kişilerin elinde bulunabileceği üç istisnai halden söz edilebileceği, 23/04/1906 tarihli Asar-ı Atika Nizamnamesi"nin yürürlüğe girmesinden önce mülkiyete konu olan; 2863 sayılı Kanunun 25/1 maddesi uyarınca yapılan tasnif sonucu korunması gerekli görülerek tescil edilen, ancak müzelere alınması gerekli görülmeyerek iade olunan ve mülkiyeti yurt dışında edinilip yurda getirilen kültür ve tabiat varlıklarının, belirtilen kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, bu çerçevede somut olay ele alındığında, Yunanistan vatandaşı olup aynı ülkede ikamet eden sanığın aşamalarda verdiği benzer ifadelerde, kolluk kuvvetlerince arama yapılan ... ili, ... ilçesindeki evi 1880 yılından beri kullandıklarını, evde bulunan 3 adet dini konulu resim, 1 adet Madytos tuğlası ve 4 adet mermer parçanın tamamının kendilerine büyük anne ve büyük babalarından kaldığını, evi kullanmaya başladıkları tarihten beri suça konu varlıkların evde bulunduğunu ve nereden nasıl temin edildiklerini bilmediğini beyan ettiği, kovuşturma aşamasında ifadelerine başvurulan tanıklar ..... ve ..."un da sanığın savunmasını doğrulayarak, arama yapılan evin sanığa büyük anne ve büyük babasından kaldığını, suça konu eserlerin de sanığa atalarından intikal eden eserler olup, evin kullanılmaya başlandığı dönemden itibaren evde bulunduklarını beyan ettikleri, sanık savunması ve savunma ile aynı doğrultuda olan tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, kolluk kuvvetlerince sanık ve ailesinin kullanımındaki evde bulunan kültür varlıklarının, 1800"lü yılların sonlarından beri, başka bir deyişle, 23/04/1906 tarihli Asar-ı Atika Nizamnamesi"nin yürürlüğe girmesinden önce mevcut olduğunun kabulü gerektiği, kültür varlıkları ile ilgili olarak “bulma” olgusu söz konusu olmadığından “haber verme sorumluluğuna aykırılık”; varlıkların elde bulundurulması hukuka aykırı nitelik taşımadığından “kültür ve tabiat varlıklarını bulundurma” suçlarının unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla; mahkemece sanığın beraatine dair hüküm tesisinde isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın kastının bulunmadığı, sanığın suç kastı ile hareket etmediği, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, üst Cumhuriyet savcısının, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya içerisinde mevcut 29/03/2012 tarihli bilirkişi raporu ile 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli kültür varlığı olduğu belirlenen suça konu eserlerin tamamının, tasnif ve tescil işlemlerine tabi tutularak, sanığa iadesi ya da müzede muhafazası yönünde değerlendirme yapılmak üzere aynı Kanunun 75. maddesi uyarınca Müze Müdürlüğü"ne teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sadece dört adedi için ve hatalı olarak müsadereye dair hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin, “Dosya içerisinde mevcut 29/03/2012 tarihli bilirkişi raporu ile 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli kültür varlığı olduğu belirlenen suça konu eserlerin tamamının, tasnif ve tescil işlemlerine tabi tutularak, sanığa iadesi ya da müzede muhafazası yönünde değerlendirme yapılmak üzere aynı Kanunun 75. maddesi uyarınca Müze Müdürlüğü"ne teslimine” şeklinde düzeltilmek suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.