14. Hukuk Dairesi 2021/2230 E. , 2021/3810 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22/07/2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/12/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı ... Genel Müdürlüğü, dava konusu taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde %10 taviz bedelinin hesaba aktarılmasını talep etmiştir.
Davalı, Maliye Hazinesi vekili, davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 1404 ada 17 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine dair verilen ilk karar Dairemizin 18.12.2014 tarihli, 2014/10356- 14515 sayılı ilamıyla “... dava konusu 1404 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 1/2 pay sahibi Mehmet oğlu Ali ile davalıların murisi Mehmet oğlu Hafız Ali"nin aynı kişi olup olmadıkları dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece, aynı kişi iseler davacıya tapu kaydında idari yoldan düzeltme yapılması, mümkün olmadığı takdirde tapuda isim tashihi davası açmak üzere yetki ve makul süre verilerek çelişki giderildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi eğer aynı kişi değillerse taraf teşkili sağlanarak ortaklığın giderilmesi talebi hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine dair verilen ikinci karar Dairemizin 29.11.2016 tarihli, 2016/2943-9870 sayılı ilamıyla “... Usuli kazanılmış hak, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri yararına, diğerinin ise aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hak olarak tanımlanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş olmamakla birlikte uygulama ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarıyla (04.02.1959 günlü ve 13/5 sayılı İ.B.K, 09.05.1960 günlü ve 21/9 sayılı İ.B.K.) yargılama hukukundaki yerini almıştır.
Yargıtay bozma ilamına uyulmakla hüküm yararına bozulan kişi açısından da usuli kazanılmış hak doğar.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de gereği yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında belirtildiği gibi dava konusu taşınmazda 1/2 pay sahibi olan Mehmet oğlu Ali ile davalıların murisi Mehmet oğlu Hafız Ali"nin aynı kişi olup olmadıkları dosya kapsamından şüpheye yer bırakmayacak biçimde anlaşılamamakta olup, mahkemece “...Türkçe’ye çevrilerek gönderilen belgelerin incelenmesinden...” şeklindeki genel bir ifadeyle anılan kişiler aynı kişi kabul edilmiştir.
Kaldı ki, taraf teşkili dava şartlarından olup re’sen gözetileceğine göre adı geçenlerin aynı kişi olması halinde tapu maliki Mehmet oğlu Ali’nin açık ad ve soyadının tapu kaydında düzeltilmesi idari yoldan veya dava yoluyla düzeltilmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde sağ ise kendisinin ölü ise mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının davada yer almasının sağlanması suretiyle taraf teşkili tamamlanmalıdır.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden eksik taraf teşkiliyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle hükmün ikinci defa bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, dava konusu 1404 ada 17 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı ... vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi; karar ve ilam harcının ise dava konusu taşınmazın satış bedeli üzerinden hesap edilip taraflardan payları oranında tahsiline karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasında Hazinenin bulunması halinde ise; 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususun göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; mahkemece ortaklığın giderilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte 1401 ada 17 parsel sayılı taşınmazda hissedar Hazine"nin 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince harçtan muaf olduğu halde harçla yükümlü tutulması doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca hüküm sonucunun (5.) bendinin hükümden çıkarılarak yerine, “492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca taşınmazın satış bedeli üzerinden binde 11,38 oranında harç alınmasına, Hazine harçtan muaf olduğundan Hazinenin payına düşen harç miktarı çıkarıldıktan sonra kalan harcın Hazine dışındaki paydaşlardan tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında alınmasına” cümlesinin yazılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 07.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.