Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/3568 Esas 2020/1018 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3568
Karar No: 2020/1018
Karar Tarihi: 12.06.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/3568 Esas 2020/1018 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka, kooperatif ile davacıların imzaladığı ortaklar sözleşmesinde belirtilen krediyi kullanarak davacılar aleyhine icra takibi başlatmıştır. Davacılar bu sözleşmeden kaynaklanan borçlu olmadıklarının tespiti ve işlemin iptali için dava açmışlardır. Mahkeme, davalının alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davacıların menfi tespit isteminin kabulüne karar vermiştir. Ancak, yapılan incelemede Ziraat Bankası'nın alacaklı sıfatının olduğu belirlenmiştir ve davacıların şahsen kullandıkları ya da kefil oldukları kredilerle ilgili tüm belgeler toplanarak borçlarının olup olmadığı belirlenmeli ve gerekirse fazla kısım için menfi tespit kararı verilmelidir. Mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu (TBK)
- Türk Medeni Kanunu (TMK)
- İcra ve İflas Kanunu (İİK)
(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi         2019/3568 E.  ,  2020/1018 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacılar vekili, davacılar ile ...,... Beldesi ... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi arasında imzalanan sözleşmede davalı taraf olmamasına rağmen bu sözleşmeye dayanarak davacılar aleyhine icra takibi başlattığını, davalı bankanın alacaklı sıfatı bulunmadığını ileri sürerek davacıların icra takip dosyalarından borçlu olmadığının tespitine ve davacı ...’nin maaşından haciz nedeniyle Kızıltepe İcra Müdürlüğünün 2010/2825 esas sayılı dosyasından yapılan kesintilerin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacıların imzaladığı ortaklar sözleşmesinde davalı banka tarafından fon kaynaklı kullandırılan kredinin geri ödemelerinin yine davalı bankaya yapılacağı hususunun yer aldığını, sözleşmenin borçlu tarafının kooperatif ile kooperatifin yetkili veya üyeleri olan davacılar olduğunu, alacaklının ise Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı adına krediyi kullandıran davalı banka olduğunun açıkça belirtildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın proje kapsamında üreticiye sağlanacak kredilerde aracı kurum olduğu, kredi sözleşmesinden doğan alacağın bankaya yazılı olarak temlik edilmediği, bankanın sözleşmede taraf olmadığı, davaya konu borcu ilgili tarım kredi kooperatifi adına ve hesabına değil kendi adına ve hesabına talep ettiği, ilgili sözleşme kapsamında alacaklı sıfatı bulunmadığından davalının talebinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Mahkemece davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine yapılan ilamsız takipte davalı alacaklı Ziraat Bankasının alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davacıların menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiş ise de bu tespit doğru olmamıştır. Dava konusu 3 adet ilamsız takip olup bu takiplerden birinde davacılardan ... diğerinde davacı ... asıl borçlu, 3. takipte ise her iki davacı başka bir asıl borçlunun kefili olarak borçlu sıfatı ile sorumlu tutulmuşlardır. Dava konusu takip dayanakları arasında yer alan “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Arasında Yapılan İşbirliği ile Uygulanan Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesinden Yararlanan Kooperatif Ortaklarından Alınacak Taahhütname ve Borçlanma Sözleşmesidir.” sözleşmesinin başlığında kredinin ...,... Şubesinden alındığı belirtildiği gibi sözleşmenin 11-12-13 maddelerinde de kredi borcunun hem geri ödemesinin hem de zamanında ödenmemesi durumunda faiziyle birlikte ödemesinin Ziraat Bankasına yapılacağı belirtilmektedir. Bu durumda Ziraat Bankasının alacaklı sıfatı bulunmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş davacıların şahsen kullandıkları ya da kefil oldukları kredilerle ilgili tüm belgeler toplanarak takip tarihi itibariyle borçlarının olup olmadığı ve varsa miktarının belirlenmesi için rapor almak, davalı banka tarafından davacıların takip tarihinde gerçek borçlarından daha fazla miktar için takip yapıldığının anlaşılması halinde fazla kısım için menfi tespit kararı verilmesi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 12.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.