11. Hukuk Dairesi 2019/417 E. , 2019/1460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/06/2016 tarih ve 2015/877-2016/522 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile temlik eden... Bankası AŞ arasında bankacılık sözleşmesi akdedildiğini, davalının sözleşme gereğince kredi kullandığını, kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek, hesap kat ihbarnamesinin ve hesap özetinin borçluya noter aracılığıyla gönderilen ihtarnameyle tebliğ edildiğini, borçlu tarafından ihtara ve hesap özetine itiraz edilmemesi üzerine borcun kesinleştiğini ileri sürerek, 44.243,00 TL alacağın (6.836,00 TL asıl alacağa işleyecek) %126 temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin son sayfasında davalının imzası bulunduğundan davalının sözleşmenin 113. maddesinde belirtilen temerrüt faizi oranını kabul etmiş sayılacağı, bu nedenle bilirkişinin aksi yöndeki kanaatine iştirak edilmediği, sözleşme hükümleri gözetilerek yapılan hesaplamaya göre, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan ....304,44 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, ....304,46 TL’nin asıl alacak olan 5.593,81 TL’ye temerrüt tarihi olan ........2009 tarihinden itibaren işleyecek %34,50 oranında temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un .... maddesinde, kanun kapsamının tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olduğu belirtilmiş, zikredilen Yasa"nın .../1-l bendinde tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde açıklanmış, aynı Yasa"nın .../1-k bendinde ise tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde tanımlanmıştır. Görev hususu kamu düzeninine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında re"sen gözetilmelidir. Bu itibarla, mahkemece, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesi ve yukarıda zikredilen kanun hükümleri gözetilerek, davalının, davacıyla yaptığı işlem bakımından tüketici olup olmadığının belirlenmesi, tüketici olduğunun tespiti halinde görevsizlik kararı verilmesi aksi halde işin esasına girilmesi gerekirken, görev hususu tartışılmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün re’sen bozulmasını gerektirmiştir.
...- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün re’sen BOZULMASINA, (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, .../02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.