3. Hukuk Dairesi 2020/11582 E. , 2021/10117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından ... Mahallesi, 15217 ada 4 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen konutlardan A Blok 18 numaralı daireyi 350.000,00 TL bedelle satın aldığını, satış sözleşmesinin ekinde bulunan teknik şartnamenin 9. maddesinde dubleks daireler ve 4+1 daireler için 2 araçlık kapalı otopark alanı tahsis edileceğinin düzenlendiğini, kendi konutunun 4+1 olmasına rağmen davalı şirketin 1 araçlık kapalı otopark alanı tahsis ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 2.500,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiş; ıslah ile talebini 17.500,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne, 7.350,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının ve davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin ayıplı olduğunu, bu nedenle dairede değer kaybı meydana geldiğini ileri sürerek, değer kaybının tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, bozma ilamına uyularak, 7.350,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1. maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacı vekili 18.01.2016 tarihli celsede, taleplerini 15.000,00 TL artırarak, toplam 17.500,00 TL’nin 2.500,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren yasal, 15.000,00 TL’sinin de ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının talebi doğrultusunda ıslah ile artırılan miktara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, hükmedilen tüm alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının ve davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün 1. bendindeki “7.350,00-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “7.350,00 TL’ nin, 2.500,00 TL’sinin dava tarihinden, bakiye 4.850,00 TL’nin ıslah tarihi olan 18.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine", ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 54,40"ar TL peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.