19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/13179 Karar No: 2016/1166 Karar Tarihi: 03.02.2016
1219 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/13179 Esas 2016/1166 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar temyiz edildi. Hüküm, suç işlediği kanıtlanan sanığın mahkumiyetine karar verildiği şeklindeydi. TCK’nın 53/1. maddesi uygulanmamış olsa da, hak yoksunluğu kazanılmış hak teşkil etmeyip, güvenlik tedbiri niteliğinde olduğu belirtildi. TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca, adli para cezasına esas tam gün üzerinden artırım ve indirimler yapıldıktan sonra, bir gün karşılığı takdir edilecek miktar çarpılarak sonuç cezanın belirlenmesi gerekirken hatalı uygulama yapıldığı belirtildi. Kararda, suçun sanık tarafından işlendiği, kanıtların eksiksiz sergilendiği ve vicdani kanının kesin verilere dayandırıldığı belirtildi. Ancak, kanunda yapılan değişiklikler nedeniyle müsadere hükümlerinin incelenmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, sanık müdafiinin temyiz nedenleri kabul edilerek kararın düzeltilmesine karar verildi. Kanun maddeleri olarak, 1219 Sayılı Kanun, 5728 Sayılı Kanun'un 26. maddesi, TCK'nın 53/1 ve 52/2. maddeleri ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gösterildi.
19. Ceza Dairesi 2015/13179 E. , 2016/1166 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 1219 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Sanık hakkında hüküm kurulurken TCK" nın 53/1. maddesi uygulanmamış ise de, hak yoksunluğu kazanılmış hak teşkil etmeyip, güvenlik tedbiri niteliğinde bulunduğundan ve kasıtlı suçtan hürriyeti bağlayıcı cezanın kanuni sonucu olduğundan infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca adli para cezasına esas tam gün üzerinden artırım ve indirimler yapıldıktan sonra, bir gün karşılığı takdir edilecek miktar çarpılarak sonuç cezanın belirlenmesi gerekirken, yazılı biçimde hatalı uygulama yapılması sonuca etkili görülmemiştir. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, 1-1219 sayılı Kanun"da değişiklik yapan 5728 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile müsadere hükümlerinin 41. madde metninden çıkartılması karşısında; müsadere konusu eşya yönünden TCK"nın 54. maddesi yanında 1219 sayılı Kanun"un 41/son maddesi ile de uygulama yapılması, 2- Suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ... Odası başkanının davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hükümden “1219 sayılı kanunun 41/son” ile ""Katılanın kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesine göre hesaplanan 1.320,00 TL vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile müdahile verilmesine," ibarelerinin çıkarılması suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.