Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/494
Karar No: 2016/6024
Karar Tarihi: 17.05.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/494 Esas 2016/6024 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/494 E.  ,  2016/6024 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacılar ..., ..., ... ile davalılar ..., ..., ... arasındaki dava hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 07/05/2013 gün ve 2011/535-2013/290 sayılı hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.4.2015 gün ve 2013/20519 Esas-2015/6162 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacılar vekili, davalı ... idaresindeki davalı ..."a ait araç ile davalı ..."ın sürücüsü ve aynı zamanda işleteni olduğu aracın çarpışması ve çarpmanın etkisiyle davalı ..."ın kullandığı aracın savrularak davacıların murisi yaya ..."a çarpması neticesinde meydana gelen kazada ..."ın öldüğünü belirterek, davacı eş ... için 25.000,00 TL, davacı reşit çocukları ... için ayrı ayrı 10.000,00 TL"den toplam 45.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ..., istenen tazminatın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., kazaya karışan ... plakalı aracın ruhsat sahibi olduğunu, dava ile ilgisi olmadığını savunmuştur.
    Davalı ... vekili, olayda kusuru bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile kaza tarihinden itiberen işleyecek yasal faizi ile birlikte 9.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."a verilmesine, 6.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."tan tahsili ile davacı ..."a verilmesine; davacılar Kani ve Dilek için ayrı ayrı olmak üzere kaza tarihinden itibaren

    işleyecek yasal faizi ile birlikte 4.800,00"er TL manevi tazminatın davalı ... ve ..."den müştereken ve müteslsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine, 3.200,00 TL manevi tazminatın davalı ..."tan tahsili ile bu davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dairemizce verilen 28.04.2015 gün ve 2013/20519 - 2015/6162 sayılı bozma kararında; davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ve davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın az olduğu, arttırılması gerektiği belirtilmiştir.
    Davacılar vekilinin karar düzeltme talebi üzerine dosyanın yeniden yapılan incelemesinde;
    HGK"nın 24.6.1983 gün ve 1981/9-533 Esas - 1983/724 karar sayılı ilamı özeti: “bir davacının kendilerinin tamamen kusursuz olduğundan söz ederek zararlı sonucu meydana getiren zincirleme borçlulardan biri aleyhine açtığı bir davada zararın tümünü istemesi, örtülü olarak değil aksine BK"nın 142.maddesinde öngörülen zincirleme sorumluluk kuralına açık bir şekilde dayandığının en belirgin bir kanıtıdır. Bu gibi durumlarda zincirleme sözcüğünün dava dilekçesinde kullanılmamış olması, sonuca etkili değildir.“ şeklindedir.
    Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK"nın 50.maddesi, ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK"nın 51. maddesi uyarınca ve aynı Yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. Ancak, aynı Yasanın 141. maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı), bu hakkını kullanmadıkça,yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkeme resen onun yararına teselsül kuralını uygulayamaz. Çünkü Hakim istek ile bağlı olup, istek dışı karar veremez. Usulün 74. maddesi buna engeldir.
    Ana kural bu olmakla ve davacıların dava dilekçesinde müteselsilen sözcüğünü kullanmak suretiyle tahsil isteği bulunmamakla beraber; dava dilekçesindeki, sözlerden ve ileri sürülen olaylardan ve bunların yorumundan, davacının dolaylı bir biçimde müteselsilen bir ödetme isteği bulunduğu anlaşıldığı takdirde, yukarıda belirtilen kuralın

    uygulanmasında yasal bir sakınca yoktur. Nitekim HGK"nın 23.3.1966 gün ve 9/3 Esas, 80 Karar sayılı ilamında da aynı görüş açık ve seçik olarak vurgulanmıştır. Kuşku yoktur ki yapılacak yorumlarda temel hüküm BK"nın 18. maddesidir. Bu genel yorum kuralı, dava sırasındaki bir beyanın, ya da dava ve cevap dilekçeleri ile tarafların yine dava sırasındaki yazılı bildirimlerinin yorumunda da uygulanır. Çünkü, gerek dava dilekçeleri, gerekse tarafların dava sırasındaki sözlü ve yazılı diğer bildirimleri, kural olarak, birer hukuksal işlemdir ve her hukuk işlemi gibi BK"nun 18 ve MK"nın 2. maddeleri gereğince bildirimde bulunanın kullandığı sözlere bakılmayarak, afaki iyiniyet kurallarınca kullanılan sözlerden veya yazılardan ne gibi bir anlam çıkarılması gerektiği belli edilerek yorumlanmalı ve bu yorum sonucuna göre işlem yapılmalıdır (HGK.nun 3.4.1963 gün ve 2/93 E., 29 K.).
    Karar düzeltme incelemesine konu olan bu davada, davacılar vekili tarafından düzenlenen dava dilekçesinde, gerçekten açık bir şekilde müteselsilen sözcüğü kullanılmak suretiyle tahsil isteği mevcut değildir. Ne var ki, davacılar davalıların maliki ve sürücüsü olduğu araçların kazası sonucu hiç kusuru olmayan miras bırakanlarının ölümü nedeniyle manevi tazminattan sorumlu oldukları belirtilerek dava açılmıştır. O halde, Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu hükümleri gözönüne alınarak davalıların zararın tümünden sorumlu olduğu ve davada teselsül kuralına dayanıldığı kabul edilerek, gerçekleşen zararın istek doğrultusunda tahsiline karar verilmek gerekirken, dava dilekçesinin yorumunda hataya düşülerek, davalıların kusuru oranında ödetmeye karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 28.04.2015 gün ve 2013/20519-2015/6162 sayılı ilamındaki bozma nedenlerine (3) nolu bent olarak eklenerek hükmün BOZULMASINA, tashihi karar peşin harcının istek halinde davacılara geri verilmesine, 17/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi