1219 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/12710 Esas 2016/1158 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/12710
Karar No: 2016/1158
Karar Tarihi: 03.02.2016

1219 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/12710 Esas 2016/1158 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkların 1219 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkum edilmesi ve TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmesi üzerine yapılan temyiz başvurusunda, sanıkların önceki kararın tebliği işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle temyiz sürelerinin geçerli olduğu kabul edilerek, sanık ... yönünden yapılan incelemede mahkumiyet hükmü bozulmadı. Ancak, sanıklar ... ve ... yönünden yapılan incelemede zamanaşımı süresinin geçirildiği gerekçesiyle hükümlerin bozulması ve davanın düşürülmesine karar verildi. Hükümde TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmesi kararı, Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli kararı gereği TCK'nın bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle düzeltildi. Kanun maddeleri: 1219 Sayılı Kanun, TCK'nın 53, 66/1-e, 5320 sayılı Kanun'un 8/1, 1412 sayılı CMUK'un 322, 321 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8.
19. Ceza Dairesi         2015/12710 E.  ,  2016/1158 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 1219 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre sanıklar ... ve ... hakkında yokluklarında verilen 19.03.2007 tarihli kararın, sorgularında bildirdiği adreslerine Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işlemlerinin, aynı adreslere daha önce geçerli bir tebligat yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğu anlaşıldığından, sanıkların 19.03.2007 tarihli bozma öncesi ilk kararı öğrenme üzerine temyiz istemlerinin süresinde olduğu kabul edilerek, sanıklar ... ve ... yönünden 19.03.2007, sanık ... yönünden ise 25.01.2012 tarihli kararlara ilişkin olarak dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    I-Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Sanığın şoförlüğünü yaptığı araç içinde yakalanan ve diş muayene ve müdahalesinde kullanılan malzemelerin nitelik ve sayısı, savcılık beyanında araçtaki malzemelerin kendisine ve arkadaşlarına ait olduğunu, mahkemedeki savunmasında ise kendisinin diğer komşuları olan sanıkları aracıyla... iline götürdüğünü beyan etmesi karşısında; mahkumiyet yönünde delilleri takdir eden mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin bu sanık yönünden bozma isteyen düşüncesine iştirak olunmamıştır.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değişirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak,
    Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E, 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca hükümden TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine "24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E, 2015/85 K. Sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına," yazılmak suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulanan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II- Sanıklar ... ve ... yönünden yapılan incelemeye gelince;
    Sanıklara isnat olunan suça öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, zamanaşımını kesen son işlem olan sanıkların 19/03/2007 mahkumiyet tarihi ile temyiz inceleme günü arasında, lehe olan 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 03/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.