12. Ceza Dairesi 2014/12034 E. , 2015/4578 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, TCK"nın 62, 51/1-3,52/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet.
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında,... Koruma Kurulu"nun 27.03.1990 tarih ve 711 sayılı kararıyla 1. ve 2. derece doğal sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer alan,... ili,... ilçesi,... köyü,.. mahallesinde bulunan ve 2B statüsünde olup Maliye Hazinesi adına kayıtlı olan 219 sayılı parsele, sanık ... tarafından izinsiz 10x13 metre genişliğinde, 6 odalı ahşap yapı yapıldığı, bu durumun kolluk görevlilerince tespit edilmesi üzerine sanık hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, gerek bölgenin sit alanı içerisinde yer aldığının mahallinde herkes tarafından bilinmesi ve gerekse de ilgili sit kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilanının yapılmış olması karşısında, sanık tarafından bölgenin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, 25.05.2012 tarihli olay yeri keşfine iştirak eden kadastro teknisyeni ve inşaat mühendisinden alınan bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere, sanığın izin almadan yaptığı yapının halen kaldırılmadığı ve kullanılmaya devam edildiği, izinsiz yapının yapıldığı yerin 1. ve 2. derece doğal sit alanı içerisinde bulunduğu, tüm dosya kapsamından sanık tarafından fiziki ve inşai müdahale kapsamında bulunan binanın yapıldığı ve halen bu uygulamaların kaldırılmadığının sabit olduğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın bir suç kastıyla hareket etmediğine ve bu nedenle beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapanlar ile izinsiz inşaî ve fizikî müdahale yapanlar veya yaptıranların 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4 ve değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 65/d maddeleri gereğince cezalandırılacaklarının ön görüldüğü, anılan Kanun hükümlerinin uygulanabilmesi için suça konu taşınmazın bağlı olduğu belediye veya valilik bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun mevcut olması veya dava konusu uygulamaların tamamının İmar Kanunun 21. maddesi kapsamında bulunması gerektiği, somut durumda gerçekleştirilen izinsiz uygulamalar 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında esaslı inşai ve fiziki müdahale niteliğinde ise de, suç tarihinde, ...Belediyesi bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun mevcut olması karşısında sübuta eren eylemin 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4 ve değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 65/d maddesine temas eden suçu oluşturduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, mahkumiyete ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.