20. Hukuk Dairesi 2013/7191 E. , 2014/1202 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü 451 ada 10 parsel sayılı 21594,76 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanılarak ... adına; 451 ada 11 parsel sayılı 6320,87 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanılarak ... adına, 451 ada 12 parsel sayılı 12691,22 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanılarak ... adına ve 451 ada 14 parsel sayılı 15964,13 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanılarak ... adına tarla niteliği ile tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazların Hazineye ait olan 21.11.1947 tarih ve 54 nolu tapu kaydı kapsamında kaldığı ve tapu kaydının kadastro sırasında uygulanmadığı iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece; tapu kaydının uygulanabilirliği olmadığından ve davalılar adına zilyedlik şartlarının gerçekleştiğinden, davanın reddine; dava konusu 451 ada 10, 11, 12 ve 14 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/06/2012 gün ve 2012/5271-9458 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Mahkemece, öncelikle dayanak tapu kaydının geldi kaydı olan Mart 333 tarih ve 16 nolu tapu kaydı getirtilmeli, tapu kaydının kadastro sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilmeli; önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki harita mühendisi veya olmadığı takdirde iki tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, mahalli bilirkişiler eliyle tapu kaydı mahallinde uygulanmalı, tapu kaydında okunan sınırlar zeminde belirlenmeli, dayanak tapu kaydı sabit sınırlı olmadığından 20/c maddesi gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamının belirlenmesi gerekir. Bu nedenle; dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden ve tapu kaydının doğu sınırı ... Deresi ve güney sınırı ... Deresi okuduğundan bu derelerin yerleri ile batıda okunan güney beleni sınırları zeminde tam olarak belirlenmeli, derelerin yatak değiştirip değiştirmediği araştırılmalı, derelerin ve güney beleninin yeri memleket haritasında saptanmalı, tapu kayıtları yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli ve çekişmeli taşınmazların tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılarak tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
-2-
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 22.12.2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşen kadastrosu ile ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 27/01/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.