Resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/92 Esas 2020/3330 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/92 Karar No: 2020/3330 Karar Tarihi: 22.06.2020
Resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/92 Esas 2020/3330 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/92 E. , 2020/3330 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde: 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan hükmün ONANMASINA, II-Sanık hakkında “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde: 1-Ayrıntıları Yargıtay Genel Kurulu’nun 24/03/1998 tarih ve 50/105, 01/06/1999 tarih ve 137/146, 10/10/2000 tarih ve 175/193, 23/10/2001 tarih ve 226/227 ile 30/05/2006 tarih ve 173/145 sayılı kararlarında ve benzer nitelikteki içtihatlarında açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, bir olayın açıklanması sırasında başka bir fiilden bahsedilmesinin o konuda da dava açıldığı anlamına gelmeyeceği, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11/07/2014 tarih 2014/45133 Soruşturma ve 2014/17930 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında sahte sürücü belgesi kullanma şeklinde gerçekleşen eylemine ilişkin olarak, “resmi belgede sahtecilik” suçundan kamu davası açılmış olup, “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmakla; dava dışına çıkılarak dava konusu yapılmayan “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçundan da yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; a)Sanığın hırsızlık suçu şüphelisi olarak yakalandığı sırada, görevlilere üzerinde fotoğrafı bulunan katılan ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini ibraz etmesi, ancak olay yerine gelen Hırsızlık Büro Amirliği görevlilerince önceden tanınan bir kişi olması nedeniyle gerçek kimlik bilgilerinin tespit edilmesi karşısında, sanığın iftira suçu bakımından etkin pişmanlıkta bulunmadığı gözetilmeden, hakkında TCK‘nin 269/1. maddesi uyarınca indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini, b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 22/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.