12. Ceza Dairesi 2014/7406 E. , 2015/4565 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : ... hakkında CMK"nın 223/7 maddesi gereğince davanın reddine,
Sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanun"un 65/b, 5237 sayılı TCK"nın 62, 52/2-3, 51/1-3, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasının reddine, sanık ..."nin ise mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık ... hakkında açılan kamu davasının reddine ilişkin hükmün temyiz incelenmesinde;
... Koruma Kurulu"nun 14/02/1996 gün, 5576 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit, 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, suça konu,... ili,... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, 1968 sayılı parsel üzerinde gerçekleştirilen betonarme nitelikteki uygulamalarla ilgili olarak 30/08/2010 tarihli tutanağa istinaden, 24/11/2010 tarihinde iddianame ile sanık hakkında kamu davası açıldığı, bu tarihten sonra tekrar, aynı taşınmaza ilişkin sanık hakkında düzenlenen 22/11/2011 tarihli tespit tutanağına istinaden 27/04/2012 tarihinde iddianame ile kamu davası açıldığı,... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/144 esas sayılı dosyası ile bu dosyanın konusu incelendiğinde, sanık hakkında aynı sebeple açılmış bir davanın bulunduğu anlaşılmakla,
Yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında, aynı fiil nedeniyle önceden açılmış bir kamu davasının bulunduğu, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, mahalli Cumhuriyet savcısının, eksik araştırma ile karar verildiğine, katılan vekilinin ise sanık lehine vekalet ücreti belirlenemeyeceğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sanık hakkında açılan kamu davasının reddine ilişkin hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
2863 sayılı Kanun"un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı"nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun"un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun"un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun"un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun"un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, ... Koruma Kurulu"nun 14/02/1996 gün, 5576 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit, 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, ... ili .. ilçesi, .. köyü, .. mevkii, 1968 sayılı parsel üzerine, sanık tarafından betonarme nitelikteki uygulamalarda bulunulduğundan bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanığın dosya kapsamında mevcut ifadeleri incelendiğinde, bahse konu taşınmazı 01/10/2011 tarihinde kiraladıktan sonra, arazide bulunan toprağın kayarak bahçede kullanmış olduğu malzemelere zarar vermesini engellemek için beton duvar yaptığı, sanığın, daha önce mevcut yapı ile ilgili olarak dava açıldığını bildiğine ilişkin beyanları dikkate alındığında, dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kurul"dan izin alınması mümkün olmayan dava konusu taşınmaz üzerinde betonarme nitelikte uygulamalarda bulunarak, atılı fiili işlediği tüm dosya kapsamı ile sabit olmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısının, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde İl Özel İdaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin, koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, temel ceza tayin edilirken, suçun işleniş biçimini, konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ile güttüğü amaç ve saikte dikkate alınarak, hükümden sonra, 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK"nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı, alt soy haricindeki kişiler yününden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.