14. Hukuk Dairesi 2019/4192 E. , 2020/3409 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.11.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.05.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, tarafların müştereken ve iştirak halinde malik olduğu arsa vasıflı 1 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine dair verilen kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 29.11.2018 tarihli 2016/3211 Esas, 2018/8433 Karar sayılı ilamıyla özetle; davalı paydaşlar ..., "ün tebligata yarar açık adresleri tespit edilemediğinden davalılara yargılama sırasında ilanen tebligat yapıldığı ve gerekçeli kararın da ilanen tebliğ edildiği, ancak davalıların tebligata yarar açık adreslerinin tespiti hususunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşıldığından öncelikle adreslerinin usulüne uygun şekilde araştırılıp tespit edilerek anılan davalıların davaya katılımının sağlanması, daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı ..."ün payını davacıya satması nedeniyle anılan davalıya tebligat yapılmadığı; davalı ..."nun ise öldüğü anlaşıldığından mirasçılarının usulüne uygun şekilde davaya dahil edildiği ve davalı ..."nın da usulüne uygun tebligat yapılmak suretiyle davaya katılımının sağlandığı belirtilerek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazdaki ortaklığın, aynen taksim mümkün olmadığından, satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (Ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (Ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (Ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (Ortaklardan) biri veya birkaçı diğer paydaşlara (Ortaklara) karşı açar. HMK"nın 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince; davalı paydaşlardan ..."ın nüfus kaydına göre karar tarihinden önce 30.04.2019 tarihinde öldüğü, dava konusu 744 ada 7 parsel sayılı taşınmazın güncel tapu kaydının incelenmesinde de ölen paydaşa ait iştirakli payın 25.06.2019 tarihinde dava dışı mirasçıları ...ve...adına intikal gördüğü, ancak mahkemece mirasçılarının davaya katılımının sağlanmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, davada taraf olarak yer almayan tapu kayıt malikleri ..."ın usulüne uygun şekilde davaya katılımı sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Öte yandan, tapu kayıt maliklerinden..."un nüfus kaydına göre 09.12.2018 tarihinde ölmesi üzerine davacı vekili yasal mirasçılarının davaya davalı olarak dahil edilmelerini talep etmiş; mahkemece, diğer mirasçılar usulüne uygun şekilde davaya dahil edilmelerine rağmen mirasçı ..."un ... E Tipi Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunması nedeniyle adına çıkarılan tebligatların usulüne aykırı olarak anılan ceza infaz kurumunda hükümlünün bizzat kendisine tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
O halde mahkemece, öncelikle hükümlü ..."a vasi tayinine ilişkin mahkeme kararı bulunup bulunmadığının araştırılarak, tayin edilmiş ise hükümlü adına çıkarılan tebligatların hükümlü yerine vasisine tebliğinin sağlanması gerekirken, bu husus göz ardı edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Ayrıca, güncel tapu kaydının incelenmesinde, davalı ..."nın dava konusu taşınmazdaki 1/75 payını karar tarihinden sonra 04.10.2019 tarihinde davacıya satış yoluyla devrettiği ve davalının artık taşınmazda payının kalmadığı anlaşıldığından mahkemece, adı geçen davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
Kabule göre de, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğu halde mahkemece, harçla yükümlü tutulması da doğru görülmemiş; açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 04.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.