MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ile davalılar Hazine ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, ... ilçesi, ... Köyü, 107 ada 6; 114 ada 20; 115 ada 32; 117 ada 1, 4; 118 ada 9; 119 ada 3; 121 ada 4 ve 132 ada 2 ve 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanaklarının beyanlar hanesine 2/B madde ve 107 ada 6; 114 ada 20; 115 ada 32; 117 ada 1, 4; 118 ada 9; 119 ada 3; 121 ada 4 ve 132 ada 2 sayılı parsellerde davalı ... lehine, 106 ada 10 sayılı parselde ise davalılar ..., ..., ... ve ... ile ... lehine kullanım şerhi verilerek 107 ada 6; 114 ada 20; 115 ada 32; 117 ada 1, 4; 118 ada 9; 119 ada 3; 121 ada 4 ve 132 ada 2 sayılı parseller “kanal ve servis yolu” niteliğiyle, 110 ada 6 sayılı parsel ise tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir.
320 sayılı parsel ise, yörede 16/07/1974 ilâ 15/08/1974 tarihleri arasında ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında, Mart 1968 tarih 48 sıra; Mart 1952 tarih 36 sıra ve Ocak 1962 tarih 33 sıra numaralı tapu kayıtlarına dayanılarak ... adına kanal niteliğiyle tespit edilmiş ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi vekili, 27/05/2010 havale tarihli dilekçesiyle, ... Köyü, 107 ada 6; 114 ada 20; 115 ada 32; 117 ada 1, 4; 118 ada 9; 119 ada 3; 121 ada 4; 132 ada 2 ve 320 parsel sayılı taşınmazların, aynı tarihli birleşen dosyadaki dilekçesiyle ise, 106 ada 10 parsel sayılı taşınmazın, eylemli orman niteliğinde oldukları, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmedikleri, taşınmazların Orman Yönetimine 49 yıllığına tahsisen ayrılan yerlerden olduğu iddialarıyla, taşınmazların 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarma işlemi ile tutanaklarının beyanlar hanesine verilen şerhlerin iptali ile taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescili istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, dava konusu 106 ada 10 sayılı parsel yönünden yapılan yargılamada; taşınmazın Hazine adına orman rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği, 2010 yılında yapılan kadastro tespitinde, kesinleşen 2/B madde alanında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek 4. maddesi uyarınca fiili kullanım durumunun tesbitinin yapıldığı, orman sınırları dışına çıkarılan ve bu işlemin kesinleştiği yerlere ilişkin açılan davalarda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine ve karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05.09.2011 tarih ve 2011/5199-9998 sayılı kararı ile bozulmuştur.
-2-
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli 106 ada 10 parsel sayılı taşınmaz hakkında 14.04.2010 tarihinde kadastro tespit tutanağı düzenlenmiş olup Orman Yönetimi tarafından 3402 sayılı Kanunun 12/1, 26/B ve 25/1 maddelerinde belirtilen 30 günlük askı süresi içinde dava açıldığına göre, davaya bakma görevi kadastro mahkemesine ait olduğu belirtilerek, mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 106 ada 10 parsel sayılı taşınmazın dava konusu olduğu dosya, temyize konu bu dosya ile birleştirildikten sonra, davacı Orman Yönetiminin asıl davasının reddine, birleşen dosyadaki davasının ise kısmen kabulüne ve ... Köyü, 107 ada 6; 115 ada 32; 117 ada 1 ve 4; 118 ada 9; 119 ada 3; 121 ada 4; 132 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi beyanlar hanesindeki şerhlerle beraber Hazine adına tapuya tesciline,
... Köyü, 106 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile fen bilirkişisinin 13/04/2012 tarihli raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 458,57 m² yüzölçümündeki bölümünün 106 ada 10 sayılı parselden ifrazı ile son parsel sayısıyla orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline ve beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesine, ifrazdan geriye kalan ve aynı krokide (A) harfi ile gösterilen 15814,21 m² yüzölçümündeki bölümün ise, 106 ada 10 parsel sayısıyla tespit gibi beyanlar hanesindeki şerhlerle beraber Hazine adına tapuya tesciline,
... Köyü, 114 ada 20 parsel sayılı taşınmaz hakkında ise, mahkemenin 2010/864 Esas, 2012/191 Karar sayılı kararı ile tescil hükmü kurulduğu için mükerrer tescile sebebiyet verilmemesi gerekçesiyle bu parselin tescili hususunda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
... Köyü, 320 parsel sayılı taşınmaza yönelik dava yönünde ise, kadastro tutanağı kesinleştiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosya kesinleştikten sonra istek halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi ile davalılar Hazine ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1947 yılında yapılıp 18.07.1948 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp sonuçları 08.08.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalı ... Müdürlüğünden onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 27/01/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.