Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6258
Karar No: 2014/1171

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6258 Esas 2014/1171 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/6258 E.  ,  2014/1171 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Fethiye Kadastro Mahkemesi
    TARİHİ : 06/03/2013
    NUMARASI : 2012/41-2013/57

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı A.. Z.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında 119 ada 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle davalı gerçek kişiler adına tesbit edilmişlerdir.
    Davacı H.. K.. 20/01/2006 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu 119 ada 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazların ortak murisleri F.. Z..’dan intikalen geldiği iddiasıyla, miras payı oranında adına tescil istemiyle dava açmış, daha sonra davasından feragat etmiştir.
    Davacı Orman Yönetimi ise 25/01/2006 havale tarihli dilekçeleriyle, 119 ada 64 ve 65 parsel sayılı taşınmazların tesbitlerinin kesinleşmiş orman kadastro sınırları ihlal edilerek yapıldığı iddiasıyla, 64 ve 65 parsel sayılı taşınmazların kesinleşmiş orman tahdidi içinde kalan kısımlarının kadastro tesbitlerinin iptali ile bu bölümlerin orman niteliğiyle tapuya tescili istemiyle her bir parsel yönünden ayrı ayrı dava açmıştır.
    Dava konusu 119 ada 64 ve 65 parsel sayılı sırasıyla 2915,74 m² ve 640,01 m² yüzölçümündeki taşınmazlardan, 64 parsel tarla niteliğiyle davalılardan Y.. Z..; 65 parsel ise A.. Z.. adlarına tarla nitelikleriyle tesbit edilmişlerdir.
    Mahkemece, 1086 sayılı H.M.U.K.’nun 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, davacı H.. K..’nın açtığı davanın feragat nedeniyle reddine ve 119 ada 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 66, 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbiti gibi, davacı Orman Yönetimi tarafından açılan davanın ise kabulüne ve dava konusu 119 ada 64 ve 65 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; davalılardan A.. Z..’un 119 ada 65 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.12.2011 tarih ve 2011/9903 - 2011/14878 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “davalılardan A.. Z.."un temyiz itirazlarının 119 ada 65 sayılı taşınmaza yönelik olduğu, ancak, hükme dayanak yapılan orman ve fen bilirkişi tarafından ortak düzenlenen krokili raporda; çekişmeli 119 ada 64 sayılı taşınmazın (B); 119 ada 65 sayılı taşınmazın ise (B1) ile gösterilen bölümlerinin davanın devamı sırasında yapılıp 13.04.2009 tarihinde ilân edilerek kesinleşmeyen 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı belirtilmekle birlikte, mahkemece Çevre ve Orman Bakanlığının yeni ismiyle O.. B..nın davaya katılımı sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı ve 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca orman rejimi dışına çıkarılan yerlere yönelik davalarda pasif husumet Çevre ve Orman Bakanlığı (O.. B..) ve Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğu ve somut uyuşmazlıkta davayı Orman Yönetimi açtığından dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiyenin O.. B..na Tebligat Kanunu ve Tüzüğüne uygun olarak tebliğ edilerek pasif husumet yaygınlaştırılmalı, O.. B..ndan delil ve belgeleri istenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı H.. K.. tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davacı Orman Yönetimi tarafından açılan davanın ise kabulüne ve 119 ada 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 66, 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi, 119 ada 64 ve 65 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm 119 ada 65 parselin tesbit maliki davalı A.. Z.. tarafından 119 ada 65 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 06.11.1948 tarihinde Resmi Gazete"de ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra yargılama sırasında yapılıp 13.4.2009 tarihinde ilân edilerek kesinleşmeyen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, tüm ormanlarda aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırı olduğu gibi, yapılan inceleme ve araştırmada hükme yeterli değildir. Şöyle ki; öncelikle, hâkim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK md. 26/l) ve iki taraftan birinin talebi olmaksızın re"sen bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK md. 24/l).
    Somut olayda; davacı Orman Yönetimi kesinleşmiş tahdide dayanarak temyize konu 65 parsel sayılı taşınmazın tahdit içinde kalan bölümlerinin tapu kaydının iptalini istemiştir. Mahkemece, yapılan keşifte görev alan uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, temyiz incelemesine konu 119 ada 65 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporuna ekli krokide (A1) ile gösterilen bölümü kesinleşmiş tahdit dışında, aynı krokide (B1) ile gösterilen bölümü ise kesinleşmiş orman tahdidi içinde iken yargılamanın devamı sırasında yapılan 2/B madde uygulama çalışmasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı ifade edilmiştir.
    Mahkemece, taşınmazın 1967 tarihli hava fotoğrafında kapalı gözüktüğü, eylemli halinin de özel mülkiyete elverişli olmayan orman vasfında olduğu, evveliyatı orman olan taşınmazlar üzerindeki sürdürülen zilyetliğe hukukça değer verilemeyeceği yönündeki gerekçe ile taşınmazın tapu kaydı iptal edilerek orman vasfıyla tapuya tesciline karar verilmiştir. Oysa, yukarıda açıklandığı gibi Orman Yönetimini davası veya talebi, taşınmazın tahdit içinde kalan bölümlerin tapu kaydının iptalidir. Bu nedenle, karar öncelikle H.M.K."nın 24 ve 26. maddelerine aykırı olup, mahkemece, talep dışına çıkılması usûl ve kanuna aykırıdır. Kaldı ki, Orman Yönetiminin böyle bir talebi olsa dahi, yörede kesinleşmiş tahdit bulunduğu için böyle bir talep dinlenemez. Zira kural olarak, kesinleşmiş tahdidin varlığı halinde, bir taşınmazın orman niteliği, kesinleşen bu orman tahdit haritasının uzman orman mühendisi aracılığıyla uygulanması ile ve taşınmazın konumunun bu tahdit haritası ile irtibatlı bir şekilde belirtilmesi sonucu saptanır. Somut olayda, Bozyer Köyünde kesinleşmiş orman kadastrosu bulunduğuna ve davada Hazine taraf olmadığına göre, sorunun çözümünün her hâlükârda, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması suretiyle yapılması gerekecektir.
    Bundan başka, 15.12.2011 tarih ve 2011/9903 - 2011/14878 sayılı bozma kararında, davanın devamı sırasında yapılıp 13.04.2009 tarihinde ilân edilerek kesinleşmeyen 2/B madde uygulamasıyla çekişmeli taşınmazın kısmen Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı belirtilerek, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca taraf teşkili sağlanması istenmiştir. Mahkemece, taraf teşkili sağlanmış ise de, davanın aynı zamanda 2/B madde uygulamasına itiraza dönüştüğü düşünülmemiş, taşınmazın 2/B alanında kalan bölümü yönünden orman niteliğini yitirip yitirmediği, taşınmazın üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşmeyeceği, nitelik kaybetmiş ise bu nitelik kaybının insan eliyle ve zorlayıcı yöntemlerle mi, yoksa doğal ve gerçek anlamda bilim ve fen bakımından nitelik kaybınamı uğradığı hususlarında araştırma ve inceleme yapılmamış, bozma öncesindeki bilirkişilerin belirtilen hususlarda açıklama içermeyen raporlarına dayanılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi ile getirilen (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünden, doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerekir. Her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi veya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğinde olan yerlerin Kanun maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesidir. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yok olması sonuçlarını doğurur. Kanunda tanımlanan (…bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme…) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesinin başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yok edilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum Anayasanın 169. ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yöntemlerle ormanların niteliğinin kaybettirilmesi kanunlarla korunamaz.
    O halde; uzman orman bilirkişileri, 6831 sayılı Kanunun 2/4. maddesinde sayılan yerlerde 2/B madde uygulamasının yapılamayacağını gözönünde bulundurarak, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin ve baştan beri 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde anılan orman içi açıklık niteliğinde olan veya sonradan bu hale gelen yerlerin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini gözardı etmeden, dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve kârlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi husus ve koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek, bu olguları tartışması ve taşınmazın hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması gerekir.
    Bu nedenle, mahkemece öncelikle 1980’li yıllara ait hava fotoğrafı ve memleket haritası bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, temyize konu 119 ada 65 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen tahdit içinde kalıp, nitelik kaybı nedeniyle orman tahdidi dışına çıkartılan bölümün 31.12.1981 yılından önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediği yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek belirlenmeli ve bu bölüm yönünden oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalı; tahdit dışında kalan bölüm yönünden ise davanın reddine karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Ayrıca, önceki bozmaların kapsamı dışında kalıp ve temyiz edilmeksizin kesinleşen parseller hakkında yeniden hüküm tesis edilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı A.. Z..’un temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyize konu 119 ada 65 parsel yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi