20. Hukuk Dairesi 2014/290 E. , 2014/1169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Fethiye Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2009
NUMARASI : 2006/853-2009/224
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili ile davalı A.. P.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında...Köyü 343 ada 1 parsel sayılı 4458,54 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı A..P..adına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi vekili, 19/10/2006 havale tarihli dilekçesiyle ..Köyü 343 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hava fotoğrafları ve memleket haritasına göre orman sahası olduğu iddiasıyla, taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu .. Köyü 343 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın 16/02/2009 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3798,01 m² yüzölçümündeki bölümünün orman vasfıyla Hazine adına, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen 660,53 m² yüzölçümündeki bölümünün ise, davalı A..P.. adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili ile davalı A.. P.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma, hükme yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki, hükme dayanak raporu hazırlayan üç kişilik orman bilirkişi kurulu, dava konusu 343 ada 1 sayılı parselin krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden, aynı krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise orman sayılmayan yer olduğunu ifade etmiş ve bu beyanlarını da 1958 tarihli memleket haritası ile 1948 tarihli hava fotoğraflarına dayandırmışlardır. Ancak, raporlarına ekli aplikeli gösterimde, taşınmazın 1958 tarihli memleket haritasında yeşil alanda kalan bölümü üzerinde ve çevresinde çalılık rumuzları bulunmaktadır, taşınmazın üzerinde veya çevresinde orman ağaçlarını simgeleyen bir rumuz yoktur. Yine kurul tarafından taşınmazın eğiminin % 3-5 olduğu, eylemli duruma ilişkin olarak da taşınmaz üzerinde yaşlı zeytin ağaçları bulunduğu ifade edilmiştir. Keza, kurul asıl raporunda, taşınmazın batı kısmının kısmen yeşile boyalı orman alanında kaldığını, Dairenin iade kararıyla alınan ek raporlarında ise, yeşil alanda kalan bölüm yönünden, çalılık alanda kaldığını ifade etmişlerdir.
Bilindiği gibi, 6831 sayılı Kanunun 1/j maddesi toprak ve muhafaza karakteri taşımayan funda ve makilerle örtülü yerleri orman saymamış, başka bir anlatımla orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerler orman olarak kabul edilmiştir. Bilimsel ve teknik olarak meylin % 12"yi geçmesi halinde funda ve makilerle örtülü yerlerin orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığı dolayısıyla orman olduğu kabul edilmektedir.Somut olayda, orman bilirkişi kurulunun raporlarına ekli aplikeli gösterimi, taşınmazın eğimi ve eylemli durumu, hükme dayanak raporu hazırlayan bilirkişilerin dosyaya sunduğu veriler dikkate alındığı zaman taşınmazın tamamen orman sayılmayan yer olduğu sonucu doğmaktadır. Dolayısıyla kurulun dosyaya sunduğu veriler ile değerlendirmeleri birbiriyle uyumlu değildir. Bunda başka, üç kişilik kurul, 1956 tarihli hava fotoğrafından üretilen 1958 tarihli memleket haritası ile 1948 tarihli hava fotoğrafını kullandığını bildirmiştir. Yani orman bilirkişi kurulu tarafından birbirinden üretilmiş memleket ve hava fotoğrafları kullanılmamıştır (1948 tarihli hava fotoğraflarından üretilen memleket haritası ile 1958 tarihli memleket haritasının üretildiği 1956 tarihli hava fotoğrafı kullanılmamıştır.). Nitekim, Orman Yönetimi tarafından gönderilen ve dosya arasında bulunan Orman İşletme Şefi Hüsnü Çelik imzalı, ancak, tarihi dosya kapsamından anlaşılamayan memleket haritasında, dava konusu taşınmazın açık ve yeşil alanda kalan bölümleri, hükme dayanak yapılan orman bilirkişi kurulunun kullandığı 1958 tarihli memleket haritasından farklı olduğu gibi, bu haritada yeşil alanda kalan bölüm üzerinde çalılık değil ibreli ağaç rumuzları bulunduğu görülmektedir. Mahkemece, Orman Yönetimi tarafından dosyaya gönderilen bu memleket haritasının tarihi araştırılmadığı gibi birbirinden farklı sonuçları ihtiva eden memleket haritaları arasındaki ve orman bilirkişi kurul raporunun sunduğu veriler ile değerlendirmeleri arasındaki çelişkiler giderilmeden hükme varılmıştır.
Bu nedenlerle, hükme dayanak yapılan bilirkişiler tarafından hazırlanan rapor çekişmeli taşınmazın önceki niteliğini belirlemeye olanak vermediği gibi bilirkişilerce ulaşılan sonuçlar, hem sundukları veriler ile örtüşmemekte, hem de Orman Yönetiminin dosyaya gönderdiği, ancak, dosya kapsamından tarihi anlaşılamayan memleket haritası ile de çelişmektedir. Bilirkişilerin yargı denetimine olanak vermeyen, yetersiz, çelişik rapor ve krokilerine dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde; mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ilişkin en eski tarihli hava fotoğrafları ile yine en eski hava fotoğrafından üretilmiş en eski tarihli memleket haritaları ile dosya arasından bulunan Kemer Orman İşletme Şefi H.. Ç.. imzalı memleket haritasının tarihi belirlenerek bu memleket haritası ile bunun üretildiği hava fotoğrafı ilgili yerlerden getirildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir ziraat mühendisi, bir harita mühendisi marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; eğim ölçer aletler (klizimetre) kullanılıp, münhanili kadastro paftasından, memleket haritası, halihazır harita ve topoğrafik haritalardan da yararlanılmak suretiyle taşınmazın gerçek eğimi belirlenmeli, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, memleket haritasındaki rumuzların orman ağaçlarını simgeleyip simgelemediği belirlenmeli ve taşınmazın 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen belgeler Harita ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritaları ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritaları ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ve üzerinde bulunan semboller farklı bir kalemle halka içine alınıp, kenara bir ok çıkarılmak ve anlamı açıklanmak suretiyle gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; keşifte, hâkim gözetiminde taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dosyaya eklenmeli, yine keşif sırasında çekişmeli taşınmaz hâkim tarafından gözlemlenmeli, taşınmazın üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, çekişmeli taşınmazın üzerinde bulunan bütün ağaçların dağılımları, sayıları ve yaşlarının ne olduğu yönünde ziraat bilirkişiden rapor alınmalı, yine bilirkişilerce bozmadan önceki raporlardan farklı sonuçlara ulaşılması hâlinde, önceki raporlar ile sunacakları rapor arasındaki çelişkilerin nedenleri ile yöreye ilişkin memleket haritalarında çekişmeli taşınmazın konumu farklı göründüğü takdirde, bu farklılığın memleket haritalarının üretildiği hava fotoğraflarında bulunup bulunmadığı hususlarının tartışılıp değerlendirildiği rapor alınmalıdır. Bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekili ile davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.