
Esas No: 2021/1794
Karar No: 2022/3093
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/1794 Esas 2022/3093 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/1794 E. , 2022/3093 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, borçlu ... hakkında takip başlattıklarını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile 1998 nolu parseli 19/04/1994 tarihinde davalı ...’e, 307 ada 26 parsel 3 ve 7 nolu bağımsız bölümleri davalı ...’ya, ... plakalı aracı davalı ...’ye devrettiğini belirterek bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin 08/11/2010 tarih, 2008/66 Esas-2010/385 Karar sayılı davanın 1998 sayılı taşınmaz ve araç yönünden reddine, diğer taşınmazlarla ilgili davanın atiye terkine ilişkin kararı, Yargıtay 17. Hukuk dairesinin 03/05/2012 tarih 2012/4300-2012/5500 Karar sayılı ilamı ile 1998 parselle ilgili olarak davalı ...’e yapılan satışın hakdüşürücü süreden reddinin isabetli olduğu, diğer dava konusu taşınmaz ve araçla ilgili olarak araştırmanın yetersiz olduğu gerkeçesi ile bozulmuştur. Mahkeme 12/04/2014 tarih 2012/537 Esas 2014/264 Karar sayılı ilamında davalı ... ve atiye terk edilen taşınmazlarla ilgili olarak karar kesinleştiğinden, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 307 ada 26 parsel 3 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin davalı ...’ya, ... plakalı aracın davalı ...’ye satışına ilişkin davanın reddine karar verilmiş, bu kararda Yargıtay 17. Hukuk dairesinin 24/04/2017 tarih 2014/23787-2017/4444 Karar sayılı ilamı ile davalı ... hakkındaki kararın yerinde olduğu, 307 ada 26 parsel 3 ve 7 nolu bağımsız bölümler ile ilgili olarak bozma gereğinin yerine getirilmediği, borçlu davalı ... ile taşınmazı davalı ...’e tapuda satan dava dışı ... arasında imzalanan Tekirdağ 3. Noterliğinin 11/12/1996 tarihli Düzenleme Şeklindeki Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nin dosyaya ibraz edildiği, işbu sözleşmede davalı borçlu ...’in müteahhit olarak yer aldığı, sözleşme şartları içerisinde müteahhitin dilediğinde inşaatın bitimini beklemeden kendisine kalan daireleri ahara satabileceğinin hüküm altına alındığı, mal sahibi ile müteahhit arasında daire paylaşımının belirlendiği, bu halde borçlu davalının yaptığı müteahhitlik işi nedeniyle dava dışı ...’den taşınmazları devir alma hakkının oluştuğunun anlaşıldığı, davalı ... vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde borçlu davalıdan alacaklı olduklarını bildirmesi nedeniyle davalı ... ile ... arasında tasarruf tarihinden önce başlayan bir ilişki veya yakınlık olup olmadığının soruşturulmadığı, taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisinin nedeninin gerektiğinde ticari defterler de incelenmek suretiyle araştırılmadığı, dava konusu bağımsız bölümün birinde bayan kuaförü işyeri bulunan kiracı Koray İzmirli'nin 12/09/2008 tarihli tanık ifade tutanağında işyerini davalı ...'den kiraladığını, sonrasında ... ve ...'in birlikte geldiklerini ve ...'in taşınmazı ...'e
sattığını ve ödemeleri ...'e yapmasını söylediği, borçlu davalı ...'e ait diğer bağımsız bölümü davalı ...'nın aldığını bildiğini, buranın 4-5 aydır boş olduğunu beyan ettiği, davalı ...'nın ise şüpheli olarak 09/10/2008 tarihinde verdiği ifadesinde kiracılarından birinin Koray İzmir'li olduğu, diğer kiracısının ismini emlakçı tarafından kiraya verildiğinden bilmediğini, kira paralarını kendisinin tahsil ettiğini belirttiği, diğer bağımsız bölümün boş olduğundan bilgisi olmadığı, emniyet araştırması sonucu düzenlenen tutanaklarda da bu adresin boş olduğunun belirlendiği, yine davalı ...'nın davaya cevap dilekçesinde taşınmazları devraldıktan sonra kendisinin kiraya verdiğini ve kira bedellerini kendisinin tahsil ettiği beyanının da Koray İzmirli'nin beyanı ile çelişkili olduğu anlaşılmakla, davalı ...'nın ifadelerindeki çelişkilerin dikkate alınması, kiracı Koray İzmirli'nin beyanlarının değerlendirilmesi gereğinin gözetilmemesi, gerektiğinde yerinde keşif yapılarak bilirkişi incelemesi yapılmaması ve olayda İİK.nun 278, 279 ve 280. maddesinde yazılı iptal koşullarının oluşup oluşmadığının irdelenmemesi nedeniyle eksik araştırma ve yanlış değerlendirme sonucu bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, davalı ..., ... ve ... hakkındaki davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-Dosya arasındaki bilgi ve belgelere, uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca karar verilmiş bulunmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde olmadığından reddi gerekmiştir.
2-307 ada 26 parsel 3 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin satışının iptale tabi olup olmadığı yönünde mahkemece araştırma yapılması istenmiş ise de yapılan araştırma yeterli olmamıştır. Bu taşınmazlar 18/05/2005 tarihinde borçlu adına arsa sahibi tarafından davalı Mahmat Kara’ya satılmıştır. Taşınmazda kiracı olarak bulunan Koray İzmirli 12/09/2008 tarihindeki ifadesinde “Tekirdağ Peştemalci cad.no f 3.K:2 sayılı adreste ikizler bayan kuaförü isimli iş yerini 5-6 ay önce ... isimli şahıstan kiraladığını bir aylık kirasını bu şahısa ödediği, 2 yıllık kira parasına ilişkin senetlerinde ... adına yapıldığı 1 ay sonra ... ve eşi ... birlikte gelip iş yerini ... isimli şahısa sattıklarını kira ödemesini bu şahısa yapmasını söylediklerini kendisininde 4-5 aydan beri kirayı ...'ya ödediğini söylemiştir. İlk dava tarihi 07/02/2008 tarihi olup, bu ifade davadan sonra verilmiştir. Bu tanık mahkemece dinlenmeden kira uyuşmazlığı nedeni gibi soyut bir iddiaya dayalı olarak itibar edilmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, Koray İzmirli’nin tanık olarak ifadesinin alınması suretiyle üçüncü kişi ile ifadeleri arasındaki çelişkinin giderilmesi, tanığın dinlenmesinin mümkün olmaması halinde, davacının bu hususta göstereceği tanık ifadesinin alınması, satıştan yaklaşık üç yıl sonra kiralamanın borçlu tarafından yapılmış olması hususu üzerinde durularak oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.
3-Davalılar ... ve ... hakkında verilen red kararı önceki süreçte kesinleşmiş olması nedeni ile bu davalılar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yeni bir hüküm tesis edilerek, kesinleşen yargılama giderlerinin yeniden düzenlenmesi hatalı olmuş ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarda (1 ve 2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.