3. Hukuk Dairesi 2021/4301 E. , 2021/10108 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
ANKARA 23. ASHM"NİN 2015/237 ESAS SAYILI DOSYASINDA:
ANKARA 19. ASHM"NİN 2016/94 ESAS SAYILI DOSYASINDA:
Taraflar arasındaki asıl davada maddi ve manevi tazminat, birleşen davalarda itirazın iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı taraf; asıl davada şirketleri ile Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü arasında hastalara fotoferez tedavisi yapılması karşılığında seans başına 1716 USD ödenmesi hususunda bir sözleşme yapıldığını, SSK ve Bağkur hastalarına da aynı tedaviyi sağladığını, hakkında Emekli Sandığı müfettişlerince inceleme yapılması üzerine imzalanan fotoferez sözleşmesinin Emekli Sandığınca tek taraflı olarak feshedildiğini bu nedenle şirketin sahibi ... için 20.000 TL maddi ve 200.000 TL manevi tazminatın, şirket için ise 20.000 TL maddi tazminat, 20.000 TL munzam zarar ve 200.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini ve birleşen davalarda asıl davaya konu fesih nedeniyle 13.10.2005 tarihinden beri eksik kesilmek zorunda kalınan faturalardan kaynaklanan 2.487,686,38 TL fark alacağı ile 21.05.2014 -05.02.2016 tarihleri arasında eksik kesilmek zorunda kalınan faturalardan kaynaklanan 2.532.605,27 Amerikan Doları fark alacağı nedeniyle yapılan icra takiplerine Kurumca yapılan itirazın iptalini, Kurum aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı taraf; asıl ve birleşen davalarda davaların reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporları dikkate alındığında varsayıma dayalı olarak muhtemel kayıp hesabı yapılamayacağı, mevcut diğer davalar nedeniyle (itirazın iptali ve alacak davaları) maddi ve manevi tazminatlar ile munzam zarara konu edilecek bir zararın bulunmadığı belirlemeleri karşısında ve yapılan ceza yargılamasının müfettiş raporları sonrasında şikayet hakkının kullanılması kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden, maddi manevi tazminat talebi yönünden asıl davanın reddine, birleşen davaların kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 09/10/2018 tarihli 2018/4010 Esas, 2018/9136 Karar sayılı ilamıyla "...ilk derece yargılama makamınca yukarıda künye bilgileri verilen dava dosyaları ile taraflardan sorulmak suretiyle yine aynı taraflar arasında görülmüş bulunan var ise diğer dava dosyaları dosya içine alınmak suretiyle ve gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle birleşen dava dosyalarında davacı tarafça kül halinde talep edilmiş bulunan 13.10.2005 - 21.05.2014 ve 21.05.2014-05.02.2016 dönemleri içinde bulunup da davacı şirket tarafından icra ve dava yollarıyla tahsilatı gerçekleşmiş bulunan fatura farkı alacakları tespit edilmek suretiyle davacının var olduğunu iddia ettiği alacağından mahsubunu gerçekleştirerek, davacı şirketin gerçek alacağının tespit edilmesi..." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, bilirkişi raporunda; sunulan dosyalar ve evrakların incelenmesi neticesinde itirazın iptaline karar verilen tutarlardan mahsup edilecek bir tutar bulunmadığı rapor edildiğinden asıl dava yönünden; maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine, birleşen Ankara 23. ASHM"nin 2015/237 esas sayılı dosyası yönünden; Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2014/10132 esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın 2.487.686,38 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen Ankara 19. ASHM"nin 2016/94 esas sayılı dosyası yönünden; Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2016/3776 esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın 2.532.605,27 USD asıl alacak üzerinden iptaline, bu miktarda asıl alacağa uygulanacak USD Doları için 3095 SK 4/a maddesine göre Kamu Bankalarınca uygulanan tevdiat azami faizi üzerinden faiz oranı uygulanmasına, takibin devamına, 2.532.605,27 USD asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığının %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen davalarda davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının asıl davada vekalet ücreti talebine ilişkin temyiz itirazının incelenmesinde;
Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 3. maddesinde; “1) Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, bu Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamaz. Bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulur. (2) Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.”, 13. maddesinde “(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. (3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. ”, 10. maddesinde “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” hükümleri yer almaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların dilekçesinde, davalıya karşı olan birden fazla istemini aynı davada birleştirmesi halinde objektif ve subjektif dava birleşmesi söz konusu olur. Bu halde, davada birlikte açılan dava sayısı kadar talep sonucu ve müddeabih vardır.
AAÜT’nin yukarıda sayılan maddeleri uyarınca mahkemece; asıl davada birlikte açılmış olan davacıların maddi ve manevi tazminat talebini içeren 4 ayrı davasının da reddedilmiş olması nedeniyle davalı lehine reddedilen tazminat taleplerine ilişkin 4 kez 3.400 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine 2 kez vekalet ücretine ilişkin karar kurulması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3-Davalının birleşen davada icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Davalı taraf SGK olup; 5510 sayılı yasanın 88/18 maddesinde “Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İİK"nda yazılı tazminat ve cezalar kurum hakkında uygulanmaz” hükmü mevcuttur. Bu yasal düzenleme karşısında davalı kurum aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemez. Mahkemece, bu kalem istemin de kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalarda davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl dava yönünden başlıklı yargılama giderlerine ilişkin 2. ve 3. fıkralarının çıkartılarak yerine; "2-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine, reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. maddesi uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davacılardan ayrı ayrı tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, 3-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine, reddedilen manevi tazminat miktarı ve karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/3. maddesi gözetilerek hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davacılardan ayrı ayrı tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,” ifadesinin yazılmasına ve birleşen dava yönünden hükmün 3. fıkrasında yer alan “3-Asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ve 5. fıkrasında yer alan “2.532.605,27 USD asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığının %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” söz ve rakamlarının hükümden çıkarılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.