2. Ceza Dairesi 2020/1739 E. , 2020/9991 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1) Suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz isteminin incelenmesinde,
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararların temyizi mümkün olmadığından, CMK"nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve mercinin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, suça sürüklenen çocuk müdafinin dilekçesinin itiraz niteliğinde olduğu kabul edilerek itirazın mercince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline istem gibi İADESİNE,
2) Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik suça sürüklenen çocuk müdafinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelenmesinde,
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a) Suça sürüklenen çocuğun, kimliği tespit edilemeyen kişi ile birlikte suça konu hurda demirleri gece çalması şeklinde gerçekleşen eyleminde, müşteki ...’in 02.07.2015 tarihli duruşmada, söz konusu demir kepenklerin dükkanın dış kısmında, açık vaziyette, korunaksız şekilde bulunduğunu beyan ettiği, dosya içerisindeki 09.03.2015 tarihli Kamera Görüntüsü İzleme Tutanağına göre “ her iki şahsın saat 23:25:50’de bahse konu işyerinin önünde bulunan hurda yığını içerisindeki, beyaz renkli, kapı ve pencere çerçevesi görünümündeki demir eşyayı aldıklarının” tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğun hurda demirleri çaldığı yerin olay tarihi itibarıyla binanın eklentisi niteliğinde bir yer olup olmadığı hususu, gerekirse keşif yapılmak suretiyle duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenip, sonucuna göre suça konu yerin bina eklentisi niteliğinde olmaması halinde eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 142/1-e maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik araştırmayla yazılı şekilde aynı Kanun’un 142/2-h maddesinden uygulama yapılması,
b) 10.03.2015 tarihli Teslim Tesellüm Tutanağı"na göre suça konu hurda demirlerin toplam değerinin 20 TL olduğunun anlaşılması karşısında, Mahkemenin 27.10.2015 tarihli kararından sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09/05/2017 tarihli ve 2015/13-156 Esas, 2017/256 Karar sayılı kararı karşısında ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun anılan ilamından sonraki dairemizin uyum gösteren kararlarının da bu yönde olduğu nazara alındığında suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK"nın 145. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
c) Kollukça yapılan araştırma sonucu yakalanan suça sürüklenen çocuğun suçlamaları ikrar ederek, kolluk kuvvetlerine suça konu hurda demirleri henüz bir bedel almadan satmak için dosya tanığı ...’e bıraktığını ifade ederek, demirlerin iadesini sağladığının, ...’in kollukta, “herhangi bir ödeme yapmadan suça sürüklenen çocuktan demirleri aldığını” ifade ettiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 168/1 maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafi ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 06.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.