22. Hukuk Dairesi 2016/3607 E. , 2019/863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 1. İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ö. Karayel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, 01/06/1998 tarihinden itibaren davalı Bakanlığa bağlı ... Devlet Hastanesi"nde değişen alt işveren şirketlerin işçisi olarak şef/sorumlu müdür yardımcısı görevleriyle çalıştığını, iş akdinin haksız ve bildirimsiz şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında zamanaşımı savunmasının dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı def"i geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı def"ine davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def"i dikkate alınmaz.
Somut olayda, davacının 28.05.2015 tarihli ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı def"inde bulunulduğunun anlaşılmasına göre, ilk dava dilekçesiyle istenen tutarlar haricinde 28.05.2010 öncesi fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının zamanaşımına uğradığı hususu gözetilerek zamanaşımına uğramayan alacakların hesaplanması gerekirken, süresinde ileri sürülen def"i dikkate alınmadan yapılan hesaplamaların hükme esas alınması suretiyle hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Dosyaya sunulan puantajların ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının hesabında gözetilmediği anlaşılmakla, imzaya haiz puantaj kayıtlarına göre ve talep aşımına sebebiyet verilmemesine dikkat edilmek suretiyle davacının bu alacağının yeniden belirlenmesi için lüzumu bulunmaktadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 15.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.