12. Ceza Dairesi 2014/6948 E. , 2015/4477 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle yaralama
Hüküm :Beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatına ilişkin hüküm, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılma isteminde bulunmasına rağmen, bu konuda herhangi bir karar verilmeyen şikayetçinin, 5271 sayılı CMK"nın 260. maddesi uyarınca katılma istemi hakkında karar verilmeyenler sıfatıyla hükmü temyiz hakkının bulunduğu, kendisinin yaralanması nedeniyle suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve vekili vasıtasıyla hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçinin, 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay günü ...Hastanesi’ne baş ağrısı şikayeti ile müracaat eden 1933 doğumlu katılanı muayene eden tanık Dr....’nın, katılanı ...Hastanesi ... polikliniğine sevk edip, ağrıları için novaljin ampul uygulanması için acil servise yönlendirdiği, aynı hastanede hemşire olan sanığın da katılanın sol kalçasına iğne yapması sonucu, katılanın siyatik sinir yaralanmasına bağlı olarak duyu veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesi derecesinde yaralanmasına neden olduğu iddiası bulunan olayın yargılaması sonunda, ...İhtisas Kurulunun “enjeksiyonun yapılış tekniği ve uygulanan bölgenin uyumsuzluğu yönünden tıbbi bir delil tanımlanmadığı, dava konusu olayda kişiye sol gluteal bölgeden intramuskuler enjeksiyon yapıldığının belirlendiği, enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiği, bu durumun enjeksiyonların tekniğine uygun yapılması durumunda da daha önceden öngörülemeyecek ve önlenemeyecek arazlara sebep olabildiği, mevcut tablonun her türlü özene rağmen oluşabilecek, herhangi bir kusur ve ihmalden kaynaklanmayan komplikasyon” olduğunu mütalaa eden raporuna itibar edilerek, beraat kararı verilmiş ise de, katılanın sedyeye tam olarak uzanmadan ayakta ve bükük bir vaziyette iken kendisine iğne yapıldığını, iğneden hemen sonra sol bacağında şiddetli bir ağrı ve uyuşma hissettiğini, yürüyemez hale geldiğini bildirmesine, oğlu tanığın söz konusu beyanı teyit eden ifadesinin bulunmasına, tanık Dr. ...’nın olayın kendisine bildirilmesinimüteakip, siyatik sinir yaralanmasını tespit ettiğini gösterir şekilde, katılanı müşahede altına alıp, serum bağlanmasını sağlamasına ve .... müdürlüğünce tanzim edilen 30.12.2011 tarihli raporda “gluteal intramuskuler enjeksiyona bağlı yaralanmaların, kalça yapısı ince, hastalık veya yaşlılıktan ötürü kaşektik olanlarda veya doğru pozisyon verilmeden yapılan durumlarda ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğu tıbben bilindiğinden, bütün bu bilgiler ışığında; hastada meydana gelen sinir yaralanması ile yapılan gluteal intramuskuler novalgin enjeksiyonu arasında illiyet bağı olduğu, ancak meydana gelen sinir yaralanmasının enjeksiyonun doğrudan sinirin içine veya bitişiğine yapılması sonucunda oluşabileceği gibi, enjekte edilen ilacın toksik etkisinden de kaynaklanabileceği, bununla birlikte hastanın fiziksel durumu (yaşlılığa bağlı kaşektik, kalça dokusu ince ve zayıf) gluteal intramuskuler enjeksiyon sonucunda yaralanmaya müsait olmasına rağmen gluteal bölgeden enjeksiyon uygulamasının tercih edilmiş olması ve enjeksiyon sırasında uyulması gereken pozisyona da uyulmaması nedeniyle, meydana gelen sinir yaralanmasında hemşirenin kusurlu olduğunun” bildirilmesine binaen; sanığın, katılana uygun pozisyon vermeden, hatalı enjeksiyon yaparak, belirtilen yaralanmaya neden olduğunun kabulüyle, atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek, beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.