Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/507
Karar No: 2020/3314

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/507 Esas 2020/3314 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2018/507 E.  ,  2020/3314 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Zincirleme suçlarda suç tarihinin son suçun işlendiği tarih olması nedeniyle, dava konusu olayda son düzenlenen Trafik İdari Para Cezası Tutanağı 07/08/2012 tarihli olduğu anlaşıldığından gerekçeli karar başlığında yanlış yazılı suç tarihinin mahallinde düzeltilmesi ve 5237 sayılı TCK‟nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesimümkün görülmüştür.
    Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 22/06/2020 tarihinde iki ayrı suç oluşacağına ilişkin üyeler ... ve ..."ın farklı görüşü ile oy çokluğuyla karar verildi.




    DEĞİŞİK GEREKÇE:

    Dairemizin 2018/507 Esas, 2020/3314 Karar sayılı 22.06.2020 tarihli kararına ilişkin değişik gerekçe;
    Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı; 07.08.2012 ve 29.05.2012 tarihlerinde görevlilerce hakkında trafik idari para cezası tutanağının düzenlenmesi sırasında gerçeğe aykırı beyanda bulunarak kendisini katılan ... olarak tanıtıp, katılan adına iki ayrı trafik idari yaptırım ceza tutanağı düzenlenmesine sebep olan sanığın her bir eyleminin ayrı ayrı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu mu , yoksa zincirleme şekilde "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu mu oluşturduğuna ilişkindir.
    TCK"nin 43. Maddesinde; "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” biçiminde zincirleme suç hükümleri düzenlenmiştir.
    Buna göre TCK"nin 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için; bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
    Suçların aynı yerde işlenmeleri, suç işleme kararındaki birliğin bir işareti olarak kabul edilebilir ise de aynı suç işleme kararının varlığının, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikleri değerlendirilerek belirlenmelidir.
    Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu 21.02.2017 tarih ve 2016/990 Esas, 2017/73 Karar sayılı içtihadında; "Sanığın, trafik kuralı ihlali yapması üzerine 12.08.2007,08.07.2008,05.11.2008 ve 27.03.2010 tarihlerinde görevlilerce hakkında trafik suç tutanağının düzenlenmesi sırasında kendisini... olarak tanıtıp adı geçenin kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak katılan adına dört ayrı trafik suç tutanağı düzenlenmesine neden olduğu olayda; sanığın, trafik suç tutanaklarının düzenlenmesi sırasında katılanın kimlik bilgilerini içeren herhangi bir belge sunmaması ve katılanın kimlik bilgilerin ihtiyacı oldukça kullanması birlikte gözetildiğinde değişik zamanlarda gerçekleştirilen eylemlerin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu bağlamda sanığın her bir eyleminin ayrı suçları oluşturduğu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunmadığını" kabul etmiştir.
    Somut olayda da sanığın, kullandığı ... plakalı araç ile 07.08.2012 tarihinde İzmir ili Alsancak Şehitler caddesinde seyir halinde iken "aracın sürülmesi sırasında emniyet kemeri takmamak", 29.05.2012 tarihinde ise ... plakalı araç ile İzmir ili Bayraklı yolu Bozkurt kavşağında seyir halinde iken "ters yönde araç kullanmak" sureti ile trafik kuralı ihlali yaptığı ve trafik idari yaptırım tutanağı düzenleyen görevli polis memurlarına kendisini katılan ... olarak tanıtıp adı geçenin kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak katılan adına iki ayrı trafik idari yaptırım tutanağı düzenlenmesine neden olduğu anlaşılmaktadır.
    Farklı zaman ve mekanlarda gerçekleşen "ters yönde araç kullanmak ve aracın sürülmesi sırasında emniyet kemeri takmamak" şeklindeki trafik ihlalleri nedeni ile görevlilerce trafik idari yaptırım tutanaklarının düzenlenmesi sırasında sanığın adeta ihtiyacı oldukça katılanın kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak gerçeğe aykırı beyanda bulunmak sureti ile katılan adına iki ayrı trafik idari yaptırım tutanağı düzenlenmesine neden olduğu,
    Trafik ihlallerini tespit eden görevlilerce trafik idari yaptırım tutanaklarının düzenlenmesi sırasında sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunma iradesinin yeniden ortaya çıktığı, farklı araçlar ile değişik mekan ve tarihlerde gerçekleştirilen trafik ihlali ve eylemlerin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilemeyeceği, sanığın ihtiyaç oldukça yeni suç işleme iradesi ile hareket ettiği anlaşıldığından;
    07.08.2012 ve 29.05.2012 tarihlerinde gerçekleşen her bir eylemin ayrı ayrı "resmi belgenin düzenlenmesi yalan beyan" suçunu oluşturduğu halde eylemlerin "zincirleme şekilde resmi belgenin" düzenlenmesinde yalan beyan suçunu" oluşturduğu ilişkin mahkemenin kabulü isabetli değil ise de aleyhe temyiz bulunmadığından DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KARARIN ONANMASI gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun sanığın eylemlerinin "zincirleme şekilde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu" oluşturduğu ilişkin Onama düşüncesine katılmıyoruz. 22.06.2020


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi