Ceza Genel Kurulu 2018/600 E. , 2019/92 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 212-397
Kasten yaralama suçundan sanık ..."nin TCK"nın 86/1, 86/3, 87/1-c, 53/1, 58/6-7, 63 ve 54/1. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, mahsuba ve müsadereye ilişkin Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.01.2016 tarihli ve 19-31 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 26.04.2017 tarih ve 3507-1397 sayı ile;
"...1- Mağdurların sanık karşısında aynı konumda oldukları, ayrıca mağdur ...’nın yarasının yeri ve niteliği, suç aletinin öldürmeye elverişli oluşu, yaranın yeri itibarıyla tehlikenin varlığı karşısında; sanığın mağdurlara karşı kastının bölünemeyeceği gibi eyleme bağlı olarak da kastının öldürmeye yönelik olduğu gerekçesiyle suç vasfında yanılgı ile kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
2- Sanık ile mağdurlar arasındaki tartışmada mağdurların sanığın tuvalette uzun kalması nedeniyle sanığa hitaben "Sen tuvalette eroin mi içtin" dedikleri ve buna binaen aralarında tartışma çıktığı, ilk haksız hareketin mağdurlardan geldiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında her iki mağdura yönelik haksız tahrik nedeniyle TCK"nın 29. maddesi gereğince asgari hadden indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi," isabetsizliklerinden CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla bozulmasına karar verilmiştir
Sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine ilişkin bozma nedenine uyan Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi ise 23.11.2017 tarih ve 212-397 sayı ile suç vasfına ilişkin bozma nedenine direndiğinden bahisle sanığın TCK"nın 86/1, 86/3-e, 87/1-c, 29/1, 62/1, 58/6-7, 53/1, 63 ve 54/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye karar vermiştir.
Bu hükmün de, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.05.2018 tarihli ve 3302 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile "Bozma sonrası tanık dinlenilmesi suretiyle yeni delil tartışmasına girilmesi, uygulama maddelerinin değiştirilmesi karşısında yeni hüküm verildiği"nden bahisle dosyanın gönderildiği Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.12.2018 tarih ve 3475-5113 sayı ile "...direnme gerekçesi yerinde görülmediğinden, dosyanın öncelikle direnme konusunda karar verilmek üzere" Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar Deniz Sarı ve ... hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davalarının şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşmesine ilişkin kararlar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, sanık ... hakkında mağdur Deniz Sarı"ya yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten bozmaya uyularak verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairece incelenecek olup, direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında mağdur ..."ye yönelik kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ..."nin mağdur ..."ye yönelik eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüsü mü yoksa kasten yaralama suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Yerel Mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya kapsamından;
Özel Dairece ilk hükmün, sanığın mağdur ...’ye yönelik eylemi bakımından suç vasfında hataya düşülerek kasten yaralama suçundan hüküm kurulması ve sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliklerinden bozulmasının ardından, Yerel Mahkemece haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine ilişkin bozma nedenine uyulmasına karar verilerek daha önce dinlenmemiş olan ...’in tanık olarak beyanı alındıktan sonra, bu tanık beyanının da hükme esas alınması suretiyle, sanığın mağdur ..."ye yönelik eylemi bakımından suç vasfına yönelik bozma nedenine direnme kararı verildiği ve önceki kararda yer almayan takdiri indirim sebepleri uygulanarak hükümde değişiklik yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, sanığın mağdur ...’ye yönelik eylemi bakımından Yerel Mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp ilk hükümde yer almayan, bozmadan sonra elde edilen delile dayanılarak yeni ve değişik gerekçelerle karar verilmiş olması ve sanık hakkında takdiri indirim sebepleri uygulanmak suretiyle hükümde değişiklik yapılması nedeniyle “yeni hüküm” niteliğinde olduğundan bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün değildir.
Öte yandan, Yerel Mahkemece sanığın inceleme dışı davanın mağduru Deniz Sarı’ya yönelik eylemi bakımından haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine ilişkin bozmaya uyulduğu ve önceki kararda yer almayan takdiri indirim sebepleri uygulandığı anlaşıldığından, dosyanın bu hüküm yönünden de temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.11.2017 tarihli ve 212-397 sayılı; sanığın mağdur ...’ye yönelik kasten yaralama suçundan verilen kararının “yeni hüküm” niteliğinde olduğu, mağdur Deniz Sarı’ya yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten bozmaya uyularak karar verilen kararının da Özel Dairece incelenmesi gerektiği anlaşıldığından, dosyanın her iki suç yönünden kurulan hükümlere ilişkin temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 12.02.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.